Kaç gün kaybetmişim? Ne zaman dalmışım o suyun içine? Ne zaman “tamam, daha fazla nefesimi tutamıyorum” diyip çıkmışım sudan? Evet, hesaba göre 3010 gün kaybetmişim. Daha doğrusu 3010 gün kaybetmek değil de, yaşamamış olmak… 3010 gün yaşamamışım. Peki, o kadar güne yetişebilecek miyim şimdi? 3010 gün boyunca okuma ihtimalimin olduğu kitaplar,
EN SEVDİKLERİMDEN SEÇMELER Var mı dünyada günah işlemeyen söyle: Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
RUBAİLER
Reklam
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Umutsuzluk içinde ne yapacağını bilemeyen Altın, bir taşın üzerine oturdu. Elbisesini yırtarak, sapsarı memesini çocuğun ağzına uzattı: –"Al bak, sütüm yok benim. İnandın mı şimdi. Sütüm olsa sana vermez miydim? Zavallı öksüzüm. Olmadığını anla da bana eziyet işkence yapmayı bırak artık. Ne dediğimi anlıyor musun? Konuşmak istiyorum işte, İstersen alay et benimle. Memelerimle de alay et! Ey tanrım ne büyük ceza bu!" Çocuk memeyi ağzına alır almaz sustu. Çocuk beklediğine kavuşmuş, diş etleri ile memeye iyice yapışmış, şapur şupur dudaklarını oynatıyor, küçük gözleri sevinçten açılıp kapanıyordu. —"Hey, ne oluyor sana?" dedi Altın. Kızgınlıktan çok çaresizlikten öyle konuşuyordu. "Tamam mı? Anladın mı şimdi? Az sonra daha çok bağıracak, daha çok ağlayacaksın…" Ama hayret! Bebek ağzını ayırmıyordu onun memesinden. Tam aksine, yüzü mutluluktan parlamaya başlamıştı! Altın, memesini hafifçe çocuğun ağzından çekti. Apak süt damladığını görünce bağırmaktan kendini alamadı. Şaştı kaldı. Tekrar verdi memeyi çocuğun ağzına, sonra yine çekti ve gerçekten süt geldiğini gördü… —"Tanrım! Yüce tanrım! diye bağırdı. Sütüm var benim, sütüm var! Beni duyuyor musun? Küçüğüm. Gerçek süt bu! Annen olacağım senin. Artık açlıktan ölmeyeceksin. Gök Tengri bizi duydu, zavallı yavrum!"
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı okumaya, okurlarımızdan sevgili Kaan Öztekin’in şu cümle ile başlayan ve altta bağlantısını vereceğim yorumunu okuduktan sonra karar vermiştim: “Kitap bir adamın trafikte durduk yere kör olmasıyla başlıyor.” Bu cümleyi gördükten sonra çok ilginç bir kitap ile karşı karşıya olduğumu hemen anlamıştım. Şu anda çok heyecanlıyım. Heyecanımın
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105bin okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Nedendir bilmem ama kitabın içeriği kadar kapaklarını incelemeyi de severim ben. Bu kitap da yalnızca ön kapağı ile bile beni kendine çekenlerden. Kitap kapağına her değdiğinde gözlerim, Erel Tapan'a ait mektup tebessüm ediyor bana. Sanki ilk kez okuyacakmışım gibi, ama tanıdık, sıcak bir duyguyu hissettiriyor. Arka kapağa geçiyorum sonra öylesine can alıcı bir hayat serüveni ki yazıyor. Merakım iyice artıyor.Bu kitapta yazar; down sendromlu oğlundan ve onun yaşam öyküsünden bahsediyor. Arka kapakta bulunan son cümle : Bu kitap başarabilmenin tanıklığı ... Gerçekten de öyle. Tapan, önce bu kitabı neden yazdığını anlatıyor, down sendromu hakkında bilgi veriyor ve hemen ardından on yedi yılının nasıl geçtiğini aktarıyor okurlarına. Kitabın ismi ile de kendini açıkça ifade eden Tapan, ‘Ben Mutlu Bir Down Annesiyim’ ile bir ışık, bir umut oluyor kader ortaklarına. Kitabın 129. Sayfasında “ Üç ‘S’ Yöntemi “ yani sevgi, sabır, ve sebat yönteminden bahsediyor. Kendi fotoğraf albümü ile de desteklediği bu kitap beni oldukça duygulandırdı.
Ben Mutlu Bir Down Annesiyim
Ben Mutlu Bir Down AnnesiyimElçin Tapan · Yapı Kredi Yayınları · 2020176 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.