Ben de hayatımda birçok kez genelde bilmem kaçıncı katın balkonunda sigara dumanıyla hemdem olurken intiharı düşünmüşümdür 'atlasam şurdan da kafamın içindeki sesleri susturabilsem' diye ama sonra ya hayattaki başarısızlıklarıma yeni bir başarısızlık daha eklersem (Veronika'nın başarısızlıkla sonuçlanan intihar girişimi gibi) deyip vazgeçiyorum evet bu kitabı okuduktan sonra artık daha fazla başarısızlıkla sonuçlanabilme ihtimalini düşünüyorum neyse beni bir kenara bırakıp kitaba dönelim benimkinin aksine Veronika'nın hayatı çok da sorunlu değil onu intihara sürükleyen şey hayatın sıradanlığı, hayatı yaşanılabilir kılacak bir anlam arayışında kendisi, bu anlamı bulamayınca da intihar girişiminde bulunuyor ve kaderin cilvesi ki hayatta kalıyor. Tımarhaneye yatırıldıktan sonra daha önce hiç hissetmediği duyguları hissediyor ölümle burun buruna kaldığından dolayı aslında daha önce ölmeyecek gibi yaşarken çok fazla anlam yüklemediği hisler, hisleri farklı algılamasının sebebi hergün ölmeyi beklerken sabaha bir şekilde çıkabilmesi diye yorumladım ben... Siz nasıl yorumlayacaksınız bakalım keyifli okumalar..
“Ne istediğinizin farkında değilseniz, sorun bilgidir. İstediğiniz şeyin peşine düşmüyorsanız, sorun motivasyondur. İstediğiniz şeyi elde edememişseniz, sorun kararlılıktır.”
Kriz döneminde geçirilen evreler:
A:) YADSIMA
Yadsıma, şoku emerek korkunç gerçeği yavaş yavaş sindirmemize yardımcı bir tampon gibi iş görmektedir. Mutlak yadsıma, genellikle çok kısa bir süre içinde gerçeğe boyun eğer. Ölü evini ziyarete gideriz ya da cenaze törenine katılırız. Bu dozdaki gerçeklik, bizi ölümün gerçekliğiyle yüz yüze getirir.
Her yeni yaşımda, hayattan aldığım dersleri yazacağım. Bu ilkidir efendim.
1) HER ŞEY FANİDİR SEVGİ SONSUZ
Hayatta, hem huzur hem mutluluk hem doyum hem de sağlık veren tek şey sevgidir. Sevgi evdir, aidiyettir, yaşamanın en güzel rengidir. Onu yitirme sıkı tut.
2) TERCİHLER KADERİN OLUR
Her karar alış, yaşamı farklı yönde dizayn
Sosyal medya paylaşımlarında denk geldiğim bir şaka var: Antik felsefe “Ben kimim?” sorusuyla başladı, insanların yaygın kişilik sorunu yaşadığı toplumlarda ise soru, “Sen de kimsin?”
Aslında, soranın maksadına ve sizinle olan ilişkisinin derinliğine göre bu da çok değerli bir soru olabilirdi, ancak her okuyanın anladığı üzere, bu soru “Kaç
“Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor.”
İncelememin başında kitabı sevip sevmediklerine bakılmaksızın insanların bu hikayeye karşı çok tutkulu duygular beslediğine şaşırdığımı söylemek istiyorum. Ya çok seviyorlar ya da hiç sevmiyorlar. Ben kitabı çok sevenlerden biri oldum. Ancak, insanların bu kitaptan hoşlanmamaları