Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
464 syf.
8/10 puan verdi
Tristan Miles ilaç gibi geldi bana. böyle güzel yazılmış bir karakter okumayalı uzun zaman olmuştu. Kitabı çerezlik, tatil günlerimde okuyayım diye almıştım. Ama bir başladım o başlayış aktı gitti. Yani böyle bir kitap türünde karakter gelişimi çok beklemem ama gerçekten beni şaşırtan bir kitap oldu. Kitabın başında Tristianı okurken dedim ki yine bir klişe karakter okuyorum. Hani böyle bütün kitap boyunca of saçı şöyle vücudu böyle hastayım cinsinden tipler siz anladınız:) . Ama yazarın diyalogları ve olayları sıkmadan yazışı çok güzeldi. Yani başta Tristianı gerçekten çok genç toy bir karakter gibi hissettim. ama sonrasında olgun ve olması gereken bir karakter olarak kendine hayran bıraktı. Bana öyle hissettirdi yani. Smut sahneler bayağı boldu. Birisi, yazar Tristian ı yazarken show yapmış demiş, gerçekten öyle valla. Ayrıca bu kitapta kadın karakterin ayaklarının üzerinde olması , ne istediğini bilmesi çok iyi geldi. Birde bu türde ki bazı kitaplarda, aşırı güzel, seksi, aman uğruna ölürüm vay anam şu kadar güzel diye tasvir edilen kadın karakterlerden gına gelmişti. O yüzden bu kitapta ki kadın karakter çok hoşuma gitti.Şöyle de bir şey var evet kitabın sonlarına doğru sürekli bir dargınlık barışma şeklinde olaylar ilerliyor. Ama bu da bence ilerleyen konunun cilvesiydi. En azından uzatmadan mantıklı bir şekilde ilerledi. Yani bence okunur, sevilir.
Anlaşma
AnlaşmaT.L. Swan · Martı Yayınları · 2024301 okunma
Her an bir gidiş, bir yeniden başlayış, her an bir kaçış… Bir yerde kendini rahat hissetmeye, mutluluk duymaya başlar başlamaz içinde bir huzursuzluk kımıldıyor, kendini tuhaf bir biçimde suçlu buluyordu.
Sayfa 40 - CanKitabı okudu
Reklam
Sevincim boş, geçici, biliyorum. Kaç kez yeniden başlamayı denedim yaşamaya. Her başlayış, eskinin tekrarı oldu.
Sayfa 528 - Baharla Gelen - Erhan Bener
Allahım, bakıyorum her mahlukun yavrusu… Yeşeren çayırlarda yeni otlayan kuzu, Toprakta karıncalar, kuşlar yuva dolusu… Dünkü kuru dallarda ilk çatlıyan tomurcuk. Bir anne kucağında gülümseyen bu çocuk! Gözlerinde ilk hayret, dudağında ilk hece. Beri yanda cıvıltı içinde bütün bahçe, Kendililiğinden açan gül, doğan gün,biten kış, Ölmüşlerin izinde bu yeniden başlayış!
Zihnim yarım kalmış cümleler ambarı. Hırkamın cebi yarıda bırakılmış yazıların olduğu kağıtlarla dolu. Kalbimse yarım kalmış bir hikaye. Avuçlarım da yarım bir hüzün taşıyorum, yarım bir tebessüm. Gözlerim de yarım bir hayret, yarım bir uzaklara dalış. Ayaklarım da yarım bir gitmek, yarım bir kalış. Yolum da yarım bir yokuş, yarım bir
Elif ilk, elif tek, başı yok, sonu yok… Uzattıkça artan sevgi, gönül bağı, masumiyet, Bitiminde ise baştan başlayış bir o kadar da uzatılmayacak, kararlı, tek... Her kelime, her harf eliften oluşur eliften meydana gelir Elifle başlar, Elif gibi sevmek Elif olmak, onunla yeniden doğup onunla şekillenmektir…
Sayfa 14 - Hayy KitapKitabı okudu
Reklam
"İçimde bir kurt var benim." Her an bir gidiş, bir yeniden başlayış, her an bir kaçış... Bir yerde kendini rahat hissetmeye, mutluluk duymaya başlar başlamaz içinde bir huzursuzluk kımıldıyor, kendini tuhaf bir biçimde suçlu buluyordu.
268 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ilk Türk polisiyesi...
Kırk beygirlik yazı makinesi, Hace-i Evvel Ahmed Mithad Efendi yazdığı türleri de çeşitlendirip neredeyse dünya edebiyatı ile aynı zamanlarda Türk Edebiyatına ilk polisiye hikâyeyi dâhil ediyor. Bildiğiniz gerilim kurgularından değil ama bu eser. Mizahi bir dil ile dönemin adalet sistemini, yargılama usullerini rüşvet ve kayırmacılığı, liyakatsizliği gözler önüne sererek eleştirirken, tanzimatın genelinde olduğu gibi araya girip okuyucuya direkt olarak hitap etmekten de geri kalmıyor. Serinin diğer kitaplarına göre dili zor geldi bana, eski Türkçe kelimeler fazlaydı. Karakter sayısının fazla olmaması, her karakteri detaylı tasvirleriyle gözümüzün önüne getirebilmesi hasebiyle anlaşılır bir eserdi. Ikinci bölüme öyle keskin bir başlayış yapıyor ki ilk hikâye bitti de yeni hikâye başladı sanıyor insan. Detaylı bilgiler okurken sıksa da genel itibariyle güzel bir eser.
Esrâr-ı Cinâyât
Esrâr-ı CinâyâtAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,736 okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
İlk olarak 1965 yılında yayımlanan Yanık Saraylar'ın öykücülüğümüzde önemli bir yeri bulunmaktadır. İçinde altı öykü yer alan kitap biçimci yanı ve anlatım şekliyle öne çıkmaktadır. Özellikle öykü başlarında manzum formda başlayış, düzyazı halindeyken de noktalama yerine tire işaretinin kullanımı, tamamen büyük harfle yazım gibi unsurlar söz konusudur. Keza Ah Ya Rab Yehova öyküsünün baş kısmında Tevrat dilinin kullanımını görürüz. Ayrıca öyküde ana karakter Bilal Bey'in güncesi de yer almaktadır. Bu öykü daha sonra 1982 yılında Sahibinin Sesi adıyla yazar tarafından tiyatro oyununa da uyarlanmıştır. Bu kitabı detaylıca anlattığım videoyu izlemek için: youtu.be/bvJ3XK_Vjew
Yanık Saraylar
Yanık SaraylarSevim Burak · Yapı Kredi Yayınları · 2018761 okunma
Reklam
İçimde bir kurt var benim. Her an bir gidiş, bir yeniden başlayış, her an bir kaçış... Bir yerde kendini rahat hissetmeye, mutluluk duymaya başlar başlamaz içinde bir huzursuzluk kımıldıyor.
Genesis Genesis; oluş, oluşum, doğuş, varlığa geliş, sürece dayalı oluşum anlamlarında kullanılmaktadır. Sokrates öncesi filozofların kullandığı kavramdır. Başat olarak kullanılan iki anlamı vardır: Doğuş ve var olmaya başlayış. Bu kavramın en ateşli savunucusu Herakleitos’tur.
331 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.