Çalışkan ve üretken insanın içinde her zaman koca bir tembel vardır ve bence önemli olan bu ikisinin birbiriyle uzlaşıp, çatışmadan birlikte var olabilmeleri. Tembelin egemen olduğu zamanlarda kendini suçlu hissetmeyen insan, kendi zamanının akışı içinde saati geldiğinde, çalışkan ve üretken yanıyla zaten yeniden buluşacaktır. “Yapmam lazım”ın yerine “yapmak istiyorum”u koyabildiğimizde, “yapmam lazım”ın insana yaşattığı, “kendine karşı işlenmiş varoluşsal suç”un gerilimi söner, “yapmak” yerini “olmaya” bırakır. Ancak, günümüz dünyasında pek çok insan, üst sistemlerin şartlandırmarı ve beklentileri sonucu, yaparak varolabileceği yanılgısını yaşamakta. Olabildiğimiz zaman zaten yapabileceğimizi bilmenin hafifliğini yaşayamadan, tanıyamadan.
Ona akıl ve mantıkla koparılmayacak kadar güçlü bağlarla, alışkanlığın örsünde dövülmüş zincirlerle bağlı olduğunu, bunları gevşetmeye kalkmanın acımasızlık olacağını anladı.
Ne başarılmaz bilir misiniz ? Duygular.. Hiç üzülmemek ya da hiç kızmamak başarılmaz..Birini mutlu etmek, üzüntüsünü dindirmek, ona çare olmak, kendinizi sevdirmek, onun endişesini yatıştırmak, onu hep gözetmek, hiç utandırmamak, kızdırmamak başarılamaz..Duygular seçilemez, diğerinin duygusu yönetilemez..Başarı mümkündür duygular geldiği gibi..