Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profillere bakıyorum da bazen 2015 yılı için okuma hedefleri genelde hep birbirine yakın sayılar. İlk bu siteye üye olduğumda da yazmıştım, ben kendimi çok okuyorum diye düşünüyordum. Yanlış anlaşılmasın ama yıllık okuma hedefi 50-100 gibi rakamlar biraz uçuk yani en azından bana göre öyle. Belli bir gün lük iş rutininiz varsa kitap okumak benim için işe yolda gidip gelirken yada gece 23.00 den sonra bir kaç sayfayla sınırlı kalıyor (sonrasında pilim bitiyor zaten). Bütün gün iş, sonra ev, çocuklar derken ancak bu kadar oluyor. Ben birde elime aldığım kitabı öyle 2-3 günde okuyup bitiren biri değilim, aylarca da sürüklenmez ama böyle sindire sindire okumayı, ara verdiğimde sonuyla ilgili yorum yapmayı severim. Özellik şiir kitabıysa biraz daha yavaş gider okumam. E sürükleyici kitabı bile 1 aftan önce bitiremem mesela. Bu rakamları görünce bende bir sorun var acaba diye düşünüyorum bazen. Birde aynı anda 2-3 kitap okuyamam, okumam yani. Konudan koparım, karakterler birbirine karışır, kitabın içine giremem. O kitap okunur biter ama sorsanız bana 10 gün sonra kitabı yorumlayamam. Bir ben miyim acaba böyle ? Benim hedefime bakarsanız 3 bu sene için. Bu sayı siteye katıldığım günden itibaren verdiğim bir hedef. Bu yıl fazla okuyamadım zaten 6 ayım boş geçti diyebilirim. İnşallah 2016 daha kitapla dolu geçer.
“SOMAS’TAN AY IŞIĞINA” VE MEHMET KUVVET M.NİHAT MALKOÇ Mehmet Kuvvet Trabzonlu bir şiir işçisi… Daha düne kadar böyle anılıyordu; fakat artık ona bir de “öykü yazarı” sıfatını eklememiz gerekecek. Zira değerli şair ve yazar dostum Mehmet Kuvvet “Somas’tan Ay Işığına” adlı bir öykü kitabı çıkardı geçenlerde. Bugüne kadar şair olarak bildiğimiz
Reklam
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
V’eda Gerçekliğin içinde veya hayalimde bile değilken neredeyim ben? Ne aradığıma dair herhangi bir fikrim yok. Belki de böylesi iyidir derken o kadar uzaklara düşüyorum ki kendimi labirentin en başında buluyorum. İşte öylesine uzak yaşadığım duruma, öylesine uzak şeylere karşı bir ilgi uyanıyor içimde. Dikkatlice sokulup kulak kabartıyorum. Koyu
Oblomov'un Olga'ya yazdığı o güzel mektupla günaydınlar insan arkadaşlarım.
"Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk. Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk, o
Oblomov'dan Olga'ya mektup
Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk. Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk, o kadar
Reklam
ŞİİRİN YAZIM KURALLARI DÜZ YAZIDAN FARKLIDIR!
Dilbilgisi, imla ve yazım kuralları, noktalama işaretleri gibi, düz yazının didaktik çerçevesini çizen yazın öğelerinin şiire dayatılmasının, şiirsi aşkınlığın bunlarla sınırlandırılmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Bence, her şiire ve her şaire özel, didaktik düz yazıdan ayrışan “şiir yazım kuralları”, hatta “noktalama işaretlerinin şiirsi
Bana huzurumu verin
Yürüyorum.. Rüzgar olanca şiddetiyle esiyor Ben yürüyorum Elim , yüzüm ve kulaklarım kızardı Cünkü üşüdüler. Ama ben devam ediyorum Düşünüyorum Neden böyle olmak zorunda? Kafamın içi hariç hic bir yerimi hissetmiyorum Gökyüzü hafif karanlık Baktıkça aklıma ilginç bir soru geliyor; Sıra ne zaman bende ? Bazen gökyüzünü olanca maviligiyle gözlerinde görüyorum biliyormusun? Huzur... Sanki birazdan dünyanın en güzel haberini alacakmışım gibi. Öyle gibiydi... Acı çekiyorum ama hissetmeden Huzursuzluk böyle bisey sanırım Bilmiyorum Huzurum yok.. Bana huzurumu verin.
"Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan." - Bölüm 3 (son)
"Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan." - Bölüm 1 #29572321 "Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan." - Bölüm 2 #30246283 Güneş, gülümseme kasları varlığını yitirmeden evvel gülümsedi, inci gibi dişleri ilk defa bu kadar güzel görünüyordu. O sırada doktorun yanında bulunan Mehtap hemşire, anlamsız bir
Söyle Delâl Bir Yere Varmakta Ben Kadar Zorlanan Birini Tanıdın Mı ?
Tüy gibi hafif, berrak ve ele geçmez bir günde, güne hiç bir ağrım olmamasının mutluluğuyla başladım. Böyle güzel böyle duru günlerde daha fazla gitmek isteği duyarım. İçimden daha kalabalığım dışarda göründüğümden. Cümbür cemaat içimden gitmek isterim. Fiilen bir yere gitme imkanım olmadığında içimden düşerim yollara.Bu yüzden ben otogarlarda ve
Reklam
Ama O Benim En İyi Arkadaşım..
Gitmek dediğin şey, sen bir tren ya da bir otobüs camından dışarı bakarken bir kaç ev bir kaç ağaç ve bir kaç elektrik direğinin kalkıp yürümesi değil mi ? Bir kaç ağaç yürüyor yanım sıra. Bir ev yürüyor. Balkonunda bir kadın sabah güneşine karşı bebeğini emziriyor. Sol omzundan bebeğin beline kadar uzanan bir yazma örtmüş. Biz yazma deriz ince
234 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.