108 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahmet Ümit'in Elveda Vatan kitabına paralel okudum. Gerçek belgelere dayalı, ülkemizin yakın tarihinde yaşanan İzmir Suikastı ve Kurtuluş Savasında adı geçen kilit isimler ile ilgili bir araştırma kitabı. Uğur Mumcu'nun akıcı anlatımı ile bir solukta okunuyor. Düşünüyor ve anlamaya çalışıyorsunuz...
Gazi Paşa'ya Suikast
Gazi Paşa'ya SuikastUğur Mumcu · Uğur Mumcu Vakfı Yayınları · 2000379 okunma
568 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Rus Edebiyatı'nı sevenlere Rusya'nın üç önemli dönemini Saşenka'nın ve ailesinin etrafında gelişen olaylarla anlatıldığı,güzel tarihi bir roman.Karakterler gerçek olmasa da kurgunun,yaşanan gerçek hikayelere,tarihi kişilere ve belgelere dayandığını özellikle belirtmiş yazar. Kitabı okuduktan sonra aslında Stalin ve Lenin'in Rus halkına devrim adı altında,dayattıkları dikteleri daha net anlıyorsunuz. Bazı kitaplar vardır yıllar içinde tekrar tekrar okunur,Saşenka' da onlardan biri benim için.
Saşenka
SaşenkaSimon Montefiore · Pegasus Yayınları · 2017105 okunma
Reklam
Müslümanların inancında yeryüzü ve içindekiler, canlı, cansız, bitki, hayvan, insan, inanan, inanmayan hepsi Allah'ın bir emaneti. Çünkü müslüman olmak demek, Allah'ın bu emanetine inanmak demek. Müslümanlar için beldeler, memleketler, hele insanlar sahip olunamayacak varlıklar. Çünkü, mülk Allah'a ait. Çünkü el-Melik olan O'dur. Müslümanlar, gerçek insanlıği temsil eden Islâm'a açtıkları beldelerde kontrollerine giren her şeyi Allah'ın tevdi ettiği birer emanet gibi görürler. Ona göre, şefkatle ve dikkatle muamele ederler. Batılılar içinse dünya, işletilmesi gereken bir maden. Her köşesini ele geçirmek gerekiyor. Batılı filozoflar medeniyetin tanımını bile, dünyayı sömürmek ve ona "yeni bir şekil vermek" anlamında yapıyorlar. Kıtalar, memleketler, beldeler yakıcı yıkıcı şehvetin sınırlarını belirliyor. Çünkü onlara göre arz, sahip olunması gereken en büyük mülk. Dünya haritalarında ele geçirdiği bölgeleri tek renge boyayarak ilâhlık taslama sapkınlığı da Batılılar'a ait. Bu renklerin boyadığı zavallı insanları köle yapmış olmaları, onların alınteri ve canlarıyla bugünkü zenginliğe gelmeleri Batılılar'ı hâlâ rahatsız etmiyor. Çünkü Batılı için, kendisi haricinde insan yoktur. Yaratan'ı tanımadığı için yaratılana merhamet nazarıyla bakması mümkün değil.
ALLAH'a tanrı demek üzerine;
"Ne var canım bunda, ha Allah, ha Tanrı" diyenler, meseleyi ya kavrayamadıklarından yada kasten söylüyorlardır. Halbuki "Tanrı" asla "Allah" isminin karşılığı değildir. (Haşa) karşılığı olsa dahi, adı "Süleyman" olan babanıza "Solomon", veya adı "Hasan" olan oğlunuza "Hans" denmesine gönlünüz razı olur mu? Veya "Kalpakcı" olan soy isminize "Kalpakcıyan" denmesine? Babanız ve oğlunuz sizi yaratandan daha mı kutsal? Yahudiye Solomon denir, müslümana değil !! İslam'da yaratıcımıza "Allah" denir, Tanrı değil !! (BELGELERLE GERÇEK TARİH- KADİR CANDARLIOĞLU)
Köleler:
''Üstyapıya bakılırsa ilk uygarlık köleciydi. Kentin asıl yöneticisi sayılan koruyucu tanrısının en önemli niteliği ''efendi'' olmasıydı. Kentinin tüm insanları ise, onun karşısında ''köle'' (kul) konumundaydı. Öyle ki, İÖ 3 binyılın yazılı belgelerine göre, kent devletinin yöneticisi bile tanrının hem kâhyası (vekili) hem kulu sayılıyordu. Burada, kul (köle) sözcüğü ile her karşılaştığımız yerde onun gerçek anlamda bir kölenin varlığını göstermeyebileceği yolunda ilk uyarıyı alırız. Yönetici efendi nasıl köle olabilir ki.?*'' * IV. KESİMİN NOTLARI: IV. 10/97: Yöneticilerin, efendilerin bile (tanrı karşısında) kul (köle) sayılmaları, dinsel ideolojinin etkisini günümüze dek sürdüren en büyük numaralarından biridir. Bu, köle sahibi ile köleyi, yönetilen ile yöneticiyi aynı sıfat altında birleştirerek eşitsiz konumlarını ve eşitsizlikçi ilişkilerini örtmeye, hiç değilse önemsiz göstermeye yaramaktadır. Ayrıca Marksçı terminoloji ile söylenirse, efendiyi köle gibi göstererek, gerçekliği ''tepetakla'' ederek yansıtmaktadır. (Sayfa: 454)
Sayfa 391 - MEZOPOTAMYA UYGAR TOPLUMUNUN KATMANLARIKitabı okudu
·
Puan vermedi
Yaşadığımız coğrafyada önemli izler bırakmış uygarlıkların yaşam geleneklerini, sosyal yapılarını, hukuklarını ve çevre ile olan iletişim bağlarını çok iyi incelememiz gerekirken; bizler bu incelemeleri coğrafyamızla ilgisi olmayanların eline bırakmaktayız! Coğrafyamızda tarihin derinliklerinde bize ışık yansıtan birçok uygarlıkla aynı havayı teneffüs ettiğimiz açıkça ortadadır. Bu nedenle gerçek belgelerle yüzleşen bir konumla yanıbaşımızdaki uygarlık tarihlerine çok daha reel bir mantıkla yaklaşmamız kaybolduğu öne sürülen kimlik arayışına az da olsa bir koridor aralayacaktır. Çoğu Anadolu uygarlıklarının alt yapısına tuğla olan Sümerlerin yaşamını ne yazık ki coğrafyasında yaşamamış insanların araştırmalarına hedef olmuş ve onların bize ulaştırdığı belgelerle öyle bir halkın varlığından haberdar olmuş bulunmaktayız.
Sümer
SümerAli Narçın · Siyah beyaz yayınları · 201496 okunma
Reklam
370 öğeden 401 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.