Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndeki belgede kayıtlı vefat tarihini (720/1320) doğru kabul etmemekte, bu tarihten sonra öldüğünü ileri sürmektedir (Öztelli, Belgelerle Yûnus Emre, s. 6-7). Yûnus’un 1307’de tarikata girdiğini söyleyen Hikmet İlaydın seksen yıl kadar yaşadığını düşünerek 1352-1362 arasında vefat ettiğini ileri sürer (TDl., sy. 384
CIA'in faaliyetleri yalnızca propaganda ile de sınırlı değildi. 1940'ların sonları ile 1950'lerde İtalyan ve Fransız siyasetine doğrudan müdahaleleri, belgelerle apaçık ortadadır. Çeşidi siyasi partilere gizlice mali destek sağlamış, komünistlerin matbaa makinesi satın alıp basım faaliyetlerine girişmelerine engel olmak için piyasada satılan bütün mürekkebi satın alma yoluna gitmiş ve genellikle Batı Avrupa siyasetinde partiler arası rekabetin eşit şartlarda değil, taraflardan birinin daha fazla lehine olacak şekilde yürümesi için çaba göstermiştir. CIA'in seçim sonuçlarını değiştirme yönünde çaba göstermiş olup olmadığı da yine tartışmaya açık bir konudur. Bugün geriye dönüp baktığımızda, Avrupa'da günlük hayata yeniden refah hakim olurken, herhangi bir manipülasyona gerek olmaksızın, Avrupalı seçmenlerin zaten komünizmi reddetmiş olacaklarını görebiliyoruz. Bu durumda belki de Teşkilatın, Amerikan halkının vergilerinden elde edilen parayı boşa harcamış olduğunu söylemek mümkün. İngiliz İşçi Partisinin liderlerinden Hugh Gaitskell, muhtemelen CIA'in sağladığı paraların etkisi ile sağa kaymıştı; ancak bunu yapmasındaki gerçek nedenin, İngiliz vatandaşlarının kendisinden beklentilerinin bu yönde olduğuna inanmasından kaynaklanmış olması da mümkündü.
Sığınağın içindeki Adolf Hitler, sonuna kadar ümidini yitirmemiştir. O, Alman zaferine inanmaya devam ederken, Ruslar Berlin’i çepeçevre kuşatıyorlardı. Sovyet askerleri başkentin dörtte üçünü işgal ettikleri anlarda, Hitler hâlâ Wenck’i imdada çağırıyordu. Wenck gelecek, düşmanı kendi ülkesine kadar kovalayacaktı. Ortada yalnız Adolf Hitler’in