İNTİHAR ORMANI
İntihar Ormanı kitabının yorumuyla sizlerleyim. Bir gün hafızanızı kaybetseniz kendinizi öldürtmeyi düşünür müydünüz? Bunu sevdiğiniz adamı ya da kadını unuttuğunuz zaman yapmayı diler miydiniz? İntihar Ormanı işte tam da sorduğum soruları aydınlatan bir kitaptı. Tutkuyla sadakatle birbirini seven iki aşığın hikayesi
Abdülhamid Han, diğer Osmanlı padişahları gibi ağaca, tabiata ve tabiat varlıklarına büyük önem verir ve koruma altınaalırdı. Öyle ki, Belgrad ormanlarına zarar verip ormanı tahripettikleri için bir köyü kitle halinde sürgün etmekten çekinmemişti.
Bulgar asıllı olan elias canetti'nin 26 yaşında kaleme aldığı,kurgusal olmayan romanı körleşme 1930-31 yılları arasında kaleme alınmış ve 1935 yılında ilk basımı çıkmış.Tarih belirterek açıklamamın nedeni romanı daha iyi anlayabilmek.Keza bu tarihler nazi almanyasının hüküm sürdüğü bir dönem ve yazarımız kitabı kaleme alırken bunada yer
Kavramlar algılanamaz, olsa olsa düşünülebilir, yalnızca insanların kavramlar aracılığı ile ürettiği etkiler gerçekten deneyin nesneleridir. Dil, bile isteye, tasarlayarak eylem, bilim, bunlardan kaynaklananların tümü bu tür etkilerdir. Dış deneyin bir nesnesi olarak olarak konuşma yetisi çok kapsamlı bir telgraftan başka bir şey değildir. Bu telgraf keyfi İmleri büyük bir hızla, büyük bir ustalıkla iletir. Peki bu İmler nasıl anlam yaratır? Onlar nasıl yorumlanırlar? Biri konuşurken biz onun sözlerini, imgelemde o anda resimlere mi dönüştürüyoruz? İmgelem yıldırım hızıyla geçmişe uçup sözcüklerin akışına, dilbilgisi çekimlerine göre onları birbirine bağlayıp, devindirip, biçimlerini değiştirip ayrıntılı olarak onların resmini mi çiziyor? Öyleyse biz bir konuşmayı dinlerken ya da kitap okurken kafamızda kim bilir nasıl bir kargaşa oluyordur. Ama gerçekte böyle olmaz. Konuşmanın anlamı doğrudan, açık seçik kavranır, genelde düşlemler bu işe karışmaz. O, usun usla kendi yetki alanı içinde konuşmasıdır. Onun ilettikleri, aldıkları soyut kavramlardır, algıda bulunmayan tasarımlardır. Bunlar bir kere oluşturulur her zaman için geçerli olurlar. Sayıları da oldukça azdır. Gene de gerçek dünyadaki sayısız nesnenin tümünü sarıp sarmalar, içerir, temsil ederler. Bu, konuşma organı olsa bile, bizimle ortak algı tasarımları olsa bile bir hayvanın hiçbir zaman konuşamamasının nedenini kendi başına açıklar.