Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bu halimi açıkça görmüş olmam bile içimde gerçek bir huzursuzluk uyandırmadı, çünkü zaten söylediğim gibi doğrudan kendimi ilgilendiren şeylere karşı bile büyük bir kayıtsızlık içindeydim. Acı çekmek için bile yetersizdim. Nasıl ki bir erkeğin cinsel iktidarsızlığı ancak bir kadınla sevişeceği anda belli olursa, bu duygu bozukluğunun da dışarıdan bakıldığında anlaşılmaması bana yetiyordu. Toplum içinde olduğum zamanlarda da hayranlığımı ifade ederken yapay bir heyecan sergileyip etkileyici şeyleri abartarak içimin ne kadar hissiz ve kayıtsız olduğunu gizlemek için bir anlamda gösteri yapıyordum. Dışarıdan bakıldığında bir yön değişikliği yapmadan eski rahat ve sorunsuz hayatımı sürmeye devam ediyordum; haftalar ve aylar fark ettirmeden geçip gidiyor, usulca yıllara dönüşerek ağırlaşıyorlardı.”
Bediüzzaman Said-i Nusî
Üstad gibi inandığı dava için başını ortaya koyan, malı makamı zaten terketmiş yiğitler dünyanın gidişatını değiştirebilirler. O esaret ve hapis yıllarında birçok genç hakiki imana kavuşmuşlardır. O dönemde yasaklanıp toplanan Risale-i Nur Küllüyatı şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılıp dağıtılmaktadır. En önemlisi de bumübarek zatın dünyada yeri belli olan bir mezarı dahi yoktur. O dönemde Adnan Menderes' i aşan zihniyet bir gece mezarını açıp cenazesini alıp bir meçhule defnetmişlerdir.
Sayfa 240 - Gülnar YayıneviKitabı okudu
Reklam
Eğer bir köpeğin yokluğunu arzulamaktaysam, arzum tek başına o köpeği var etmez. Ama eğer belli bir düşüncenin ya da genelde tüm düşüncelerin yokluğunu arzularsam, arzunun kendisi zaten nesnenin var olması için yeterlidir.
..zaten belli bir amacı olmayan her şey bir yanılgıdan ibarettir.
"Entlerin sularından içtiniz değil mi? dedi Legolas. "Ah, o halde Gimli'nin gözleri belli ki onu kandırmıyormuş.Fangorn'un içecekleri hakkında garip şarkılar söylenmiştir." "O topraklar hakkında garip öyküler de anlatılmıştı, dedi Aragorn. "Ben ormana hiç girmedim. Haydi bana orman hakkında, ender hakkında daha çok şey anlatın." "Entler, dedi Pippin, "entler şey, her şeyden önce entler değişiktir. Ama gözleri, gözleri çok çok tuhaftır." Sonunda sessizliğe gömülen bir iki söz geveledi. "Hm, şey," diye devam etti, "daha şimdiden birkaç tanesini uzaktan gördünüz onlar sizi zaten görüyorlar ve sizin gelmekte olduğunuzu haber verdiler ve sanırım daha birçoğunu göreceksiniz buradan ayrılmadan önce. Kendi fikirlerinizi kendiniz oluşturun."
"Zaten belli bir amacı olmayan her şey bir yanılgıdan ibarettir."
Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
Reklam
"Dine inanmıyorum diyen arkadaşlarıma sordum": -Din ne demek ki?: -Cevap yok... -Sen din derken yol demektesin. Ve dine inanmıyorum derken aslında yola inanmıyorum demektesin... -Yaradana inanıyorum ya da inanmıyorum "benim kendi yolum" var derken, sen zaten benim kendi "dinim" var diyorsun. O zaman ben de sana derim ki, "senin yolun sana, benim yolum bana".... Sonuçta bu bir Anayol. Baslangıc ve varış belli, bir tek nereden gideceğin sana kalmış.
"...zaten belli bir amacı olmayan her şey bir yanılgıdan ibarettir."
Sayfa 44
“İlginç bir öykü. Şunu bir daha gözden geçirelim. Bir kişi köprüyü geçmek üzere, yani, öteki kişiye yakınlaşıyor, o anda karşıdaki kişi, o kişinin zaten yapmayı düşündüğü şeyi yapmaya davet ediyor. O zaman birinci adam adım atamıyor; çünkü artık yapacağı şey, diğerine boyun eğmek gibi geliyor, belli ki yakınlaşma yolunu engelleyen şey, güç.”
Sayfa 30 - Ayrıntı Yayınları VII
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.