"Burama kadar geldi artık.Bak öldürcem ben bu adamı!" "Anne adam yetmiş dört yaşında zaten.Boşanmayı dene istersen.Sonra bir ara nasılsa o kendi ölür." "Ne biçim konuşuyorsun sen baban hakkında!Koparırım senin o dilini!"
Özlüyorum. Bir yıl önceki gülüşlerimi, kahkalarımı, o zaman da çok güzel bi hayatım olmasa da öyle özlüyorum ki o beni...Dişlerimi istemsizce sıkmadan geçirdiğim, başımı yastığa koyduğumda ağlamamak için kendimi sıka sıka gözlerimi sımsıkı kapatmaya çalışmadığım günlerimi çok özlüyorum. Aklına koyduğunu yapan, başaran, kendine güvenen ve dimdik
Reklam
Öylesine sevemiyordum ben hiç bir takvim gününde. İçselleştiriyor, özümsüyor, kendimden bir şeyler katıyor, kendimi bir şeylere katıyor öyle seviyordum. Derdiyle dertlenmeye, keyfiyle keyiflenmeye taliptim. Sıfata ihtiyacı yoktu içinde bulunduğum halin. Adımın önüne ne koymak isterse onu koyardı, onu koyuyordu. Tamamlıyordu beni, ama tamamlamama izin vermiyordu. Tuhaf geliyordu belki ama o bu hali çok seviyordu. Sonra yalnız kalmak istedi bir gün. Sustu. Yetmedi, susturdu. Şimdi içime akıtıyorum ona kurmak istediğim cümleleri. Onun sesiyle çiçek açan bahçem, şimdilerde ona kurmak isteyip kuramadığım cümlelerle yaşamaya çalışıyor. Geleceği günü bekliyor içimde ki tabiat örtüsü.
168 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Cehalet mutluluksa ben bilgilerimle mutsuz olmayı tercih ederim.
Afrika, Avusturya gibi yerlerdeki geri kalmış toplumların hayatlarına bir pencere açtı bu kitap bende. Resmen kültür şoku yaşadım. İnanç sistemleri, tabuları, totemleri, olayları ilişkilendirme şekilleri, liderleri kutsal görüp bir o kadar tutsak etmeleri benim açımdan çelişkilerle doluydu. Özellikle hamilelik durumlarının ilişki ile alakasını düşünmeyip hamileliğini farkeden kadının hayal dünyasında geçmişte yaşamış hangi atasını yada kutsal saydıkları hangi hayvanı isterse reenkarnasyon ile onu doğuracam tekrar diye düşünmesi cehaletin boyutunu da gözler önüne seriyor. Yamyamların yedikleri insanların ve hayvanların özelliklerinin kendilerine geçeceğini düşünmeleri ilgi çekiciydi. Bir hayvan yada insanı öldürenin bir süre karantina gibi bir sürece girmesi yemeğini bile kendi yememesi hassas oldukları noktalardandı. Ayrıca bir katli yada suçu toplulukla akrabaları ile beraber yaptıklarında sorumluluktan kurtulduklarını düşünmeleri de kitleler psikolojisine en iyi örnekti bence. Düşünme sistemleri ilgi çekici olmasının yanında , akıldan bilimden uzak ve bariz saplantılıydı. Bu yönleri ile nevrotik insanlar ile benzerlikleri vardı. Her ne olursa olsun yeni bir kültürü tanımak güzeldi.
Totem ve Tabu
Totem ve Tabu
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Meri
Meri
Totem ve Tabu
Totem ve TabuSigmund Freud · Kapra Yayıncılık · 20216bin okunma
Neden korkuyoruz?
İnsanı eğip bükerek zaman içinde bilinmezliklerle dolu yolculuklara çıkarır hayat. Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde Nietzsche bu durumu şu şiirsel anlatıyla aktarıyor: Zerdüşt - gencin oturup dayandığı ağaca kolunu doladı ve şöyle dedi, "Bu ağacı ellerimle sallamak istesem beceremem ama gözle göremediğimiz rüzgâr, onu istediği gibi
Sayfa 40 - Pegem Akademi
— E yeter, bırak ama Liza, ne kitabından bahsediyorsun; anlattıklarımla hiç ilgim olmadığı halde bana dokundu. Hoş pek de ilgisiz sayılmam ya. Tüm bunlar yüreğime dokundu işte... Yoksa, yoksa sen bunalmıyor musun burada? Anlaşılan hayır, alışkanlığın büyük tesiri var! Alışkanlığın insanı ne hallere getirdiğine şaşmamak mümkün değil doğrusu. Yoksa
1.000 öğeden 851 ile 860 arasındakiler gösteriliyor.