Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
143 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşk,sevdiği için insanın kendini feda etmesidir.İffet,aşkın tarifini küçük yaşta duyduğu bir öyküden sonra bu cümleyle yaptı.Küçükken annesini kaybettiği için anne sevgisi olmadan büyüdü.Babası ise sert,çocuklarıyla çok baba şefkatiyle konuşmayan bir adam.Paşa çocuğu olduğu içinde sokakta çocuklarla oynaması,mektebe gitmesi yasak olduğu için
Cemil Meriç’in okuduğum ilk kitabı ve son kitabı olmayacağı kesin artık. Değeri yeteri kadar anlaşılmayan yazarlarımızdan birisi. Günümüzde değerini ve önemini bulmaya başladı diyebiliriz bence. Bu durum için kıtapta geçen bir ifade var: “Bad’ül bad-el mevt” yani değeri sonradan anlaşılan kişiler için kullanılırmış. Nerden bilebilirdi ki bu ifadenin kendisi içinde kullanılacağını…
Kitaptan bahsedecek olursak, ilk kısımda;Cemil Meriç keşfedilmemiş bir dünya ve keşfe çıkıyor bir süre sonra kendini. Çeşitli limanlarda arıyor kendini Avrupa da çeşitli düşünce adamlarınla tanışıyor ve sonunda Balzac da buluyor kendini. Aslında düşünce dünyasının ve elde ettiği birikimlerini nasıl oluştuğu anlatıyor bizlere genç yaşlarından itibaren. Etkilendiği akımlar,izm’ler ve kişiler.
Diğer kısımlarda ise batı hayranı aydınlara sert ve haklı bir eleştiri var. Ne kadar düşünen ve araştıran birisi olduğunu gösteriyor. Burası spoiler içerbilir: “Gördüklerimi çağdaşlarımla görüşmek ve tattığım zevki onlara da tattırmak başlıca emelimdir. Hayatımı iki kelime hülasa eder:Öğrenmek ve öğretmek” diye yaşamını anlatmış. Kitabı okurken bazı şeyleri daha iyi anlıyorsunuz. Özellikle aydınlarımızın yanlış olan batı hayranlığı hakkında. Kalemini bir kılıç ustası gibi savuruyor yanlış olana doğru. Kaleminin ne kadar güçlü olduğu her da satır anlayabiliryosunuz. Son olarak dili biraz ağır anlamakta zorlanabiliyorsunuz bazen,ama bu engel değil o parlak düşüncelere ulaşmak için…
Öncelikle kitabı okumak isteyen arkadaşlar için bilgiler vereyim
kitapta gezi olaylarına, evsizlere ,mafya alemine ,örgütlere ,tarlabaşında zorla evlerinden çıkarılan rumlara yani genel olarak ülkemizdeki bir çok konuya değinilmiş ama bunun dışında çok fazla abartı var gibi geldi bana
Objektif bir görüntü çizmek istesede taraf tuttugunu bariz
95 syf.
8/10 puan verdi
Söylediklerine katılırsınız ya da katılmazsınız orası sizin bileceğiniz iş. Burada adam haklı haksız tartışmasına girmeye gerek yok ama kitabın inanılmaz akıcı olduğu , okurken de sık sık gülümsettiğini söyleyebilirim. Kitap kinayelerle dolu. İlk sayfası George Orwell'ın hayvan çiftliğini liberallik temelinde yeniden ele almasıyla başlıyor. Bence zevkli bir hikaye olmuş. Ben kitabı okurken eğlendiğimi söyleyebilirim.
Kitap 10 bölümden oluşuyor. Yazar, İmmanuel Kant, John Rawls, Aristoteles gibi düşünürlerin felsefelerini okurlarına aktarırken araya kendi düşüncelerini de katmış.
Adalet kavramını bize ne ifade eder? Adil olabilmek mümkün müdür? Yapılması gereken doğru şeyin ne olduğuna nasıl karar veririz? Ve asıl soru: bir eylemde bulunurken ''iyi''yi mi ''doğru''yu mu seçmeliyiz?
Bunlara benzer soruları soracaksınız kendinize bu kitabı okurken, ama cevapları bulamayacaksınız. En çok hoşuma giden yanı da bu oldu bu kitabın. Çünkü yazar kendi görüşlerini dayatmaksızın sunmuş okurlarına. Belirli durumlarda tarafların neye dayanarak nasıl davranabileceğini yazmış ama kimin haklı kimin haksız olduğuna karar vermekten kaçınmış. Kısaca yargılamamış sadece anlamaya ve anlatmaya, böylelikle de yol göstermeye çalışmış o kadar. Neyin ne olduğunu çözmeyi de okurlarına bırakmış.
Kitap felsefe kitabı, dolayısıyla çabuk okunmuyor ve bence okunmamalı da. Ben bir oturuşta bir bölümü okuyup aralar vererek okudum uzatabildiğimce uzatmaya çalıştım daha iyi anlayabilmek için hem yazanları hem kendi adalet anlayışımı. Okurken yer, yer zorlandığım bazı cümleleri defalarca okuduğum da oldu. Bu belki de felsefe okumaya alışkın olmadığımdan kaynaklanıyordur. Ama siz felsefe seviyorsanız mutlaka bir göz atmalısınız!
Kurucunun Kızı'na başlarken seri hakkında birçok olumsuz yorum okumuştum, korka korka başladım okumaya sonrasında yazarın anlatımını beğendiğim için kitabı da sevdim. Yazar bildiğimiz kelimelerle kısacık cümlelerle Ivy'nin ruh halini, korkularını, sevgisini, endişesini okuyucuya hissettirebiliyor.
Konu ilginç değil sıradan, nükleer bir savaşın
