Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hele şu şeytana uyma işine ifrit oluyorum. Yahu şeytan; kimin kanını dökmüş Allah aşkına, kimin neyini çalmış, kimin ırzına göz dikmiş? Yok. Şeytan, bu kadar alçalmamış. Büyük oynamış. Tanrı gibi bir otoriteye kafa tutmuş ki şu insan cinsine bakınca bence haklı gerekçeleri bile var. Henüz yirmi sinde bir genç kızın gözünün yerini söndürmek, aşklarını, şiirlerini, şarkılarını bir taşta elinden almak hangi şeytanlıkla izah edilebilir. Bana sorarsanız maktulün o geceki hâline, şeytanın bile içi acıdı. Olanları görmemek, duymamak için sırtını dönüp kulaklarını tıkadı.
İnsanın haklı gerekçelere dayandırdığı ve kendine sakladığı sürece belli ölçüde bencillik yapmaya hakkı vardır bence.
Reklam
Şöyleki: Anarşizm genel olarak sadece göreceli bir fikir olan adaletten yanadır hatta hakkın yerini bulması için koşul olarak görülen bir sözleşmeyi benimser. Stirner ise ne bir sözleşmeden yanadır ne de hak- hukukla ilgilenir. Hatta hak ya da haksızlık gibi düşünceleri tanımaz bile. “Ben sadece özgür cesaretimle yapmadığım şeyde hak sahibi değilim; demek ki Ben, yapmakta kendimi hak sahibi görmediğim şeyde hak sahibi değilim. Benim için neyin hak olduğuna Ben karar veririm; Benden öte hak yoktur. Bana uyuyorsa, haktır. [...] Egoist hak işte budur." Öyle anlaşılıyor ki Stirner başkasına hak tanımıyor: Bence haklı olan "başkalarına göre haklı olmayabilir; bu onların sorunudur, benim değil: dilerlerse karşı çıkabilirler." Stirner'e göre her edim salt egoist bir iradeye dayanır. Kimi anarşistlerin hararetle vurguladıkları güçlerin harmonisi gibi bir düşünce Stirner'in umurunda bile değil.
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi
Şimdi, dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Kitap Adı: Devlet Yazar: Platon Yayıncı: İş Bankası Kültür Sayfa 231 -237
Dolayısıyla en iyisi, yabancı insanların arasında hiçbir ilişki kurmadan, tek başına oturmaktır. Bahçe ve dostlar, der Epikür, hayatta başka bir şey yok. Bence haklı. Fakat bahçe namına da fazla bir şeye ihtiyaç yok, bazen bir kafenin terasındaki birkaç saksı yetiyor. Ve bir iki dost da yetiyor.
Sayfa 171Kitabı okudu
Bir kadın doğasının ve bir erkek doğasının bulunduğuna yönelik bu inanış şüphesiz kültüreldir ve kültürel olarak aktarılır. Bence, her iki cinste de kişiyi kıskanç, müsrif, aklı havada veya aksine hoşgörülü, tutumlu, ciddi vb. olmaya yatkın hale getiren bir şey yoktur. Yatkınlığı ve davranışların aktarılmasını sağlayan, bir cinsin diğerine üstünlüğünü haklı çıkaracak biyolojik bir özellik yoktur. Farklılıklar bireyseldir. Cinsiyetlerden biri veya diğeri için tipik olduğu düşünülen farklılıklar ise, büyük ölçüde kültür tarafından nesilden nesile aktarılmıştır.
Reklam
Aslında ben tek kişiye çullanan kalabalıkları sevmem. kalabalıklar haklı da olsalar, bu hak, öyle pek övünülecek cinsten sayılmaz bence...
Sayfa 412 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bence, her iki cinste de kişiyi kıskanç, müsrif, aklı havada veya aksine hoşgörülü, tutumlu, ciddi vb. olmaya yatkın hâle getiren bir şey yoktur. Yatkınlığı ve davranışların aktarılmasını sağlayan, bir cinsin diğerine üstünlüğünü haklı çıkaracak biyolojik bir özellik yoktur. Farklılıklar bireyseldir. Cinsiyetlerden biri veya diğeri için tipik olduğu düşünülen farklılıklar ise, büyük ölçüde kültür tarafından nesilden nesile aktarılmıştır.
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
“İşte hikayelerin gücü, bence böyle bir şeydir.”
“1940'ta, Kafka'nın ölümünden on altı yıl sonra, yazarın büyük bir aşkla sevdiği kadın, Milena, Naziler tarafından yakalanmış ve bir toplama kampına gönderilmişti. Hayat bir anda tersine dönmüş gibiydi: Hayatın sonu olan ölüm değil, ortada işlenmiş bir suç olmamasına rağmen ve görünür bir amaç olmaksızın, çıldırtıcı, anlamsız ve
Sayfa 20 - YKYKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.