Felix Adler'in ahlak anlayışı Robert Oppenheimer'ı tam olarak anlayabilmemiz açısından önemlidir. Ahlak anlayışı eğitimlerinde üstün başarı gösteren ve ahlaki meselelere üstün bir saygı duyan bir gencin, ilerleyen zamanda bir atom bombası yapmaya karar vermesi kolay olmayacaktır elbette. Adler'in ahlak anlayışına göre insan, toplumsal yaşamı bencillik üzerine inşa ederek, cehalet ve rekabete dayalı bir hayatta yaşamaya kendini mahkum ederek, hayatının kötülük ve yanlışlarla donatılmasına sebep olmaktadır. Sevgi ve bilgeliğe dayanmayan bir yaşam savaşlara ve yıkıma sebep olacaktır. İşte Oppenheimer bu ahlak anlayışını benimsemiş bir ekolün en parlak öğrencisiydi. Adler 'in ahlak anlayışıyla yoğrulmuş Oppenheimer'ın insanlığı yok edecek bir silah yapmaya karar vermiş olmasını sayısız sosyolog ve tarihçi çok uzun zaman tartışıp durmuştur.
Sayfa 15 - Kara KargaKitabı okudu
Bazı kelebeklerin tadı çοk kötüdür. Bunların, genellikle, parlak ve göze batan renkleri vardιr ve kuşlar bu "uyarıcı" işa­retlere bakarak onlardan kaçınmayı öğrenir. Başka kelebek türleri ise, tatları kötü olmadığı halde, bu durumdan yararlanır ve lezzetsiz kele­bekleri taklit ederler; renkleri ve biçimleri (fakat tatları değil), lezzetsiz kelebeklere benzer. Kuşları aldattıkları gibi, doğa bilimcileri de aldatır­lar. Gerçek lezzetsiz kelebekten bir kez tadan bir kuş, benzer tüm kelebeklerden kaçınacaktır. Taklitçiler yenmekten kurtuldukları için, doğal seçilim taklitçilik genleri lehine çalışır. Taklitçi­liğin evrimleşmesi işte böyle olmuştur.
Sayfa 58 - PdfKitabı okudu
Reklam
''Bilim teknolojiyi geliştirdikçe, insan artık geriye doğru mu gidiyor?'' Bilim, tarih boyunca insanı doğrudan etkilese de bugün geldiğimiz noktada her alanda ve her gelişmede hayatımızı daha hızlı değiştirmektedir. Sadece akademik tartışmalara değil, artık günlük kullandığımız dile bile etki etmektedir. Bilimin hızla değiştirdiği dünyada insan da hızla değişmektedir. Değişimin olumlu yönleri olsa da, olumsuz bir çok yönü de bulunmaktadır. Teknolojinin her an değişip farklı boyuta evrilmesi insan hayatını kolaylaştırdığı gibi zorlaştırmaktadır da. Çünkü bilim ışığında gelişen teknoloji bireyin toplumdan kopuşuna sebep olup insanı depresyona, yalnızlığa, bencilliğe hatta kimlik arayışına bile sokmaktadır. Bütün bunlar insanın hayattan daha geri çekilmesine yol açmakta ve birtakım toplumsal sonuçlar doğurmaktadır.
Sayfa 42 - Kara KargaKitabı okudu
Dinin temsilinin kim ya da kimlerde olduğu sorusuna aranan yanıt, bana insanın kendi gölgesini yakalamaya çalışması gibi geliyor. Her ne kadar kendi tarihimizle "bizde ruhbanlık yok" diye övündüysek de hem Katolik kilisesine hem de Doğu kiliselerine haksızlık ettik. "Dogma", "skolastik" v.b kavramlardan hangilerini
Kerem

Kerem

@Kermsn
·
1yıl
Tarikatların yaptığı her b*kun İslam ile özdeşleşmesi ne kadar ahmakça! Tarikatların İslam dinini temsil etmediğini ivedikle bas bas bağırdık. Anlamayana davul zurna az derler misali...
Savaştan daha kötü bir şey yok sananlar yanılıyorlar. Savaştan daha kötü bir şey vardır ve Hemingway onları şöyle sayar: "Korkaklık daha kötüdür, ihanet daha kötüdür, sığ bir bencillik daha kötüdür." Şimdi Dali'nin resmine bir daha bakın ve düşünün. Korkaklığa, ihanete, bencilliğe ve cehalete "tamam artık" demenin vakti hepimiz için gelmedi mi?
Teknolojinin her an değişip farklı bir boyuta evrilmesi insan hayatını kolaylaştırdığı gibi zorlaştırmaktadır da. Çünkü bilim ışığında gelişen teknoloji bireyin toplumdan koğuşuna sebep olup insanı depresyona, yalnızlığa, bencilliğe hatta kimlik arayışına bile sokmaktadır.
Reklam
144 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.