Kuldan Rabbe Kırık Bir Dilekçe
Allah’ım… Ey beni yaratan ve bana hayatı veren Rabbim… Kalbim o kadar sıkışmış bir vaziyet içinde ki bazen hep böyle devam edecek sanıyorum. Sonra senin hak olan ayetini okuyor dilim: “Allah sabredenlerle beraberdir” diyorsun ya…İşte o an vazgeçiyorum dünyadan, vazgeçiyorum insanlardan, vazgeçiyorum fani şeylerle
-Aşık olmak için öyle çok sebep var ki;
Mesela, dalından düşen bir gül yaprağı beni sev diyor.
Gönül bahçesi hariç, tüm bahçelerin gülü solar,
Rüzgar gibi seyyah olma, bir insanın gönlüne gir diyor.-
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
İlkini sevmeye mecburdum
Çok iyiliği oldu bana
Ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
İlkinin yerini alman mümkün değil
O öğretti bana sevmeyi
O öğretmese sevemezdim seni bile
İnan o tuttuğu için ellerimden
Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana
Onun gözlerine benzediği için gözlerin
Alamadım gözlerimi senden
Sana aşığım, seni seviyorum
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
Hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu
Ve sen her sabahımdasın
Kıskanma
Alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir
Kalbim şimdi senin
Onun kadar sev beni kafi
O doğurdu, sen öldürme
Annem çok sevmelerin kadınıydı..
Daldaki kirazları,
Yazmasındaki oyaları,
Fistanındaki çiçekleri,
Asmadaki üzümleri,
Evin kedisini,
Sokağın delisini..
Babamın gömleğini..
Beni, bizi, mahalleyi..
Bildiğim herşeyi severdi..
Bana da sevmeyi öğretti..
Öyle az buz değil “çok sev” derdi..
Annem gibiyim artık..
Az sevme bilmiyorum ben..
Çok sevdiğimdendir
bu kadar incinmem..
Ah annecim..
Senin sütün ak, yüreğin pak..
Ama inan şimdilerde;
senin bildiğin gibi değil hayat..!
Daha çocukluktan başlayan sorular vardır herkesin kendisine sorduğu ve hiçbir zaman cevaplanamayan sorular. Bazen bu sorular kimine resim yaptırır, kimine beste, kimine de yazı yazdırır. Clarice Lispector'da bu iş için yazmayı seçenlerden.
Yaşam Suyu uzun bir monolog. İçerisinde derin bir sevinç, gizli bir coşku bulunduran, amacı bir düşünceyi