Hasan yolunu kesmiş:
"Emine!" demiş,"bu dünyada gönlüne karşı gelen babayiğit çıkmamış.Ocağına düştüm! Deli gönlün bizim çukur köyümüze sığmazsa al beni obana götür! Ananı ana,babanı baba bileyim;ineğini sağıp davarını güdeyim;babanla tahta biçip keresteyi dağdan sırtımda indireyim.Tek beni buralarda garip koyup gitme!.."
Emine durmuş,Hasan'ın yanına çökmüş,gözlerini koluna silmiş:
"Hasan" demiş,"Yüreğimi deldin!Ne çare ki dediğin olacak iş değil.Ovada büyüyen dağda yapamaz...Dağın suları serindir ama yolları sarptır,kışı çetindir...Kar altında odun kesmek,bahçeye bostan ekmeye benzemez.Benim erim diye götürdüğüm adamı obamızın yiğitleri kınamamalı..Ben seni bildim,artık gözüme hiç bir yiğit görünmüyor;ama anamın,babamın,akranımın yanında seni küçük düşüremem.Sal beni gideyim!.."
Bir deniz kıyısında otur
gemiler sensiz gitsin bırak
herkes gibi yaşasana sen
işine gücüne baksana
evlenirsin çocuğun olur
sonun kötüye varacak
beni koyup koyup gitme
ne olursun
beni koyup koyup gitme
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun
beni koyup koyup gitme
ne olursun