Çocukluğumdan beri yaşamın, birbirine benzeyen iki boşluk arasında, doğumdan sonraki karanlıkla ölümden sonraki karanlık arasındaki bir kıvılcım olduğuna inanmışımdır.
Duanın sonunu, alışkanlıktan ötürü ‘’Amin’’le bitirdi. Amin’in tam ne demek olduğunu bilmiyordu; ama sonunda Tanrı, dünyanın sonunu getirdiğinde herhalde o tok sesiyle ‘’Amin’’ diye bağırmayacak, ‘’Bugünlük bu kadar, çocuklar!’’ diyecekti.