Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kısmen katılıyorum
Her ne kadar müzik notalara dökülebilir ve o notalar yoluyla yeniden üretilebilir olsa da, bilgi içeriği asgari düzeydedir. Müziğin yarattığı etki, notalar ve onların temsil ettiği ses türleri arasındaki ilişkiye indirgenemez. Biçimsel olarak müzik aynı olsa da, aynı notaların bir virtüöz ya da bir çaylak tarafından çalınması, çok farklı bir etki yaratabilir... Söz konusu bu iki performans arasındaki farklar fizikalist bakış açısıyla betimlenebilir ama dinleyicilerin neden birini ayakta alkışlarken diğerini kibarca desteklediğini açıklamakta yetersiz kalır. Demek istediğim şu ki dilin her kullanılışında, seslerin oluşturduğu ahenkte ya da tonlamalarda değil ama her hangi bir notasyon ile yeterince deşifre edilemeyecek kısımlarda, bu “müzik” vardır.
Sayfa 50
Reklam
Yaşamın bir anlamının olması, “yaşanılan ”bir ölümlülüğün farkındalığı sayesindedir.
Sayfa 36
İlahi Adalet değil mi? .. bence değil
Bir kere gözden düşüldü mü ,bu düşüş mutlaktır; kişi günahından ne kadar pişmanlık duysa da bunun geri dönüşü yoktur.
Sayfa 24
“İnsanlar içinde, Allaha kıyıdan kenardan ibadet edenler var. Bunlar için işler iyi gittiği sürece hayat ne âlâ ne hoş; yok eğer başlarına bir bela gelirse ‘böyle hayat mı olur’ derler. Oysa böyle düşünmekle dünyayı da ahreti de kaybediyorlar. İşte apaçık hüsran budur”. (Hac Suresi, 2 2 : 11 )
Sayfa 24
''İnsanın yüceliği acınacak durumda olduğunu bilmesinden geçer ama kişinin acınacak durumda olduğunu bilmesinde yücelik vardır.”
Sayfa 22
Reklam
Foucault'dan etkilenen kültürel tarihçiler, özellikle de toplumsal cinsiyet tarihçileri, bedenle ilgili söylemler ve pratikler üzerine çığır açıcı ça lışmalar üretmiştir. Okullardaki, fabrikalardaki, hapishanelerdeki, ordulardaki ve manastırlardaki disiplin; kadınlık ve erkeklik pratikleri; işkence, oruç tutma, temizlenme, görgü kuralları, mektup yazımı vb ... bedenin çeşitli veçheleri üzerine çalışmaların genişliği gerçekten hayret vericidir. Fakat neredeyse istisnasız biçimde bu çalışmalar, aydınlatıcı olabildiği kadarıyla, bedenin toplumsal ve kültürel inşasını açığa çıkarmayı hedefler ve ancak ikincil planda benlik ile ilgilenirler (ya da hiç ilgilenmezler). Benli ğin kara kutusu içinde ne olduğu ile uğraşmazlar; yani benliğin içindeki -farklı tür toplumsal inşalarla etkileşime giren, onları sınırlayan ve kimi zaman onlar arasında seçim yapan- şey her ne ise onunla ilgilenmezler
Benzer imgelemleri kurabildiğimiz insanlarla anlaşırız
Bilişsel antropologların ve bazı dil bilimcilerin öne sürdüğü üzere, kavramlar ile değil “şemalar” ve “çerçeveler” ile eyliyor. Bu şema ve çerçeveler, ilgili kelimenin her kullanıcısının zihnindeki bazı boşluklara doldurmasına ya da bazı Nüansların altını çizmesine imkan sağlayan yapılardır. “Ev”, “köpek” ya da “dede”, onları kullanan her kişide oldukça farklı imgeler uyandırır. Dahası Dan Sperber, Deirde Wilson’ın ikna edici bir şekilde öne sürdükleri gibi iki insan birbiriyle konuşurken, her biri diğerinin söylediklerinin ancak %70 ini anlar. Beklendiği üzere bu oran iki kişinin iletişim kurabilmesi için oldukça yeterli çünkü zaman içinde böyle yaşamayı öğrendik. 
Sayfa 39 - Ayrıntı, 2.Basım 2022, çev: Mehmet EkinciKitabı okuyacak
İnsanların dünyada kendilerini rahat ve evlerinde hissetmelerini sağlama işi modern ruh tarafından bir insanlık görevi ilan edilmiştir. İnsanca; pek insanca. Ve sadece insanca. 
Sayfa 37 - Ayrıntı, 2.Basım 2022, çev: Mehmet EkinciKitabı okuyacak
İnsanın yüceliği, acınacak durumda olduğunu bilmesinden geçer ama kişinin acınacak durumda olduğunu bilmesinde yücelik vardır. 
Sayfa 19 - Ayrıntı, 2.Basım 2022, çev: Mehmet EkinciKitabı okuyacak
259 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.