Toprağa yazılmış zaten, yazılacak
âşıklar ..
ey gözleri maden
ey ilk güneş saatinin çubuğu
de ki aşk pusudadır ve bir dükkânda ölümsüzlüğün mührünü kazır
Sayfa 49
günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni
kim bilebilir ki kimi neyi eskittiğini
ben ne kadar önemserdim kendimi hay allah
sen ne kadar kumraldın aynalarda hay allah
temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa gel bağışlayalım birbirimizi
Sayfa 54
Okur Takip Önerileri
nasıl dayandım o mutluluğa
Sayfa 22
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Sayfa 44
Bugün akşam niçin hazîn oldu?
Nereden geldi nâgehan bu melâl?..
Ey muhibbem, niçin yüzün soldu?
Böyle nâgâh eden nedir seni lâl?
Aşkın eyyam-ı nevbaharmda
Titretir kalbi bir hirâs-ı firak:
O mudur bizdeki bu istiğrak?
Akşamın bâd-ı bî-kararında
Bütün evvel sevenlerin ye’si
Söylüyor bî-kararî-i hissi...
Sayfa 38
Önce kurttan kurtlardan söz etmeli galiba yaşlanmaya koşuşan genç ve derin soluklu kurtlardan
Sayfa 37
her şeyi elimden çıkarmaya alışsam..
Sayfa 82
Yakub'un (a.s.), oğluna karşı hissettikleri aşk değil şefkattir. Çünkü şefkat, aşktan daha büyük ve keskindir. Peygamberlik makamına daha uygundur.
Sayfa 97
Baktım ki ben bir cenazeyim..kendi ölümümü gördüm sonra. Tüm dostlarım,yakınlarım ve sevdiklerim beni bırakıp gitti.
Sayfa 96
"Manaya en yakın ulaşan o manaya en yüksek bedeli ödeyendir.."
Sayfa 70
Ey Hâfız, sana denk şair olmak hevesi Ne boş hülyadır!
Güzel olan daima yenidir..
Şehadetini ispatlayan yegane şahit
Gül gibi yaralarını görürler.
Şan-şöhret hepsi yok olur gider,
Sadece iman yarası baki kalır.
Onlar uykuya dalmışlardı çokdan,
Koruyucuları melek, gönderilmiş Hakk'dan,
Gelin! Gerisini dinleyelim Kur'an'dan:
"Biz onları , sağlarına ve sollarına
Döndürür olduk yanlarına,
Böylece düzgün, diri azalarının
Çürümesine izin vermedik;
Bir de duvarlara delikler deldik,
Güneşin doguş ve batışında
Taze tutduk yüzlerini,
İhsan içinde buldular kendilerini.
Ön ayakları üstünde uyuyordu köpecik,
Latif, ninnili bir uyku, hafifcecik.