“Satranç için, tıpkı aşkta olduğu gibi bir partnerin varlığı şarttır.”
Muazzam bir benzetme.
Tarafların zihnindeki o hep arzu edilen kusursuz kimliğe karşı, gerçekte var olan kişiliğin karşı karşıya gelmesi. İstenilmeyen o huylara, şu da olmasa denilen alışkanlıklara, törpülenemeyen aşırılıklara karşı; şah düşene, taraflardan biri masayı terk edene kadar geçen sürede harcanan düşünceler ve mücadeleler toplamından ibaret değil midir ilişkiler?