berâ

Orada, tezgahların üstüne, raflara sıralanmış kitapları gözden geçirerek bekliyordum. Delikanlı, kucağında kitap yüküyle içeri girince küt diye tosladı sırtıma. Tezgahın üstüne yüzükoyun kapaklanıverdim. Boş bulunmuştum. Doğruldum, sırtıma toslayana baktım. Kitap paketini bir sandığın üstüne indiriverdi. Her yer sallandı. Her yan parçalanacak sandım. Belki, bir kucak dolusu kitap yüzünden değil, delikanlının aculluğundan, kırıcılığından bana öyle geldi.
Reklam
"benim en büyük masrafım sigara değil. benim en büyük masrafım kibrit" demişti çekine çekine. onarılacak pabuçlar dışında her şeyden çekinir, her şeyden.. sönmüş sigarasından bile. alıp yeniden yakarken sigara tarafından azarlanacağını sanır;: söndürüp söndürüp yakma! yaktın bir kez iç bitir!.. öyle, neredeyse özür dileyerek yeniden bir tutuşu vardır sigarayı parmaklarında. tutuştu, kararıp kalmadı, diye de neredeyse içten bir teşekkür yerine gülümseyişi sigara ucuna.. yıpranmış pabuçları eline alışı sonra, üfleye üfleye bir tozunu silişi.. daracık kapıdan içeri kim başını uzatsa, hayır, işini bırakmaz bırakmasına da, öyle bir "buyruuun, hoş geldiniz" der ki, hani o kimsenin tezgahına oturmuş da zorla, kolundan tutup atmasınlar diye boyun kırıyor. "şu topuğu yapar mısın mahmut usta?" "yaparız. teşekkür ederim." "şuna bir pençe. mahmut usta." "perşembeye hazır. teşekkür derim."
Okul, işte böyle bir yerdir. Okullarda bizim öğrendiğimiz en önemli şey, en önemli şeylerin okullarda öğrenilemeyeceği gerçeğidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Uzun bir zaman sürecinden bakmadığımız müddetçe, neyin adil olup olmadığını anlayamayız.
İnsanın yüreğinde gerçek bir boşluk var olamaz. İnsan ruhu mutlak bir boşluğu kaldıracak ölçüde güçlü olmadığı gibi, tekdüze bir yapıya da sahip değildir.
Reklam
Geri17
112 öğeden 106 ile 112 arasındakiler gösteriliyor.