Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

berâ

Babamın aklını sıçrattığını söylemiştik. Annem onun gibi toy değil. Kaç beraberlik, kaç macera yaşamış. Eğleniyor, bu saf tabiat ve bu saf adam karşısında kendisini çok iyi hissediyor. Bu "kendisini iyi hissetme" de neyin nesidir? Bir İngilizce cümlenin tercümesi midir? Belki.
Reklam
Bizim izmirli karadeniz' de mıhlama yemiş bayılmış tadına, malzemesini anlayamamış. "Neden yapıyorsunuz bunu?" Karadenizli diklenmiş; "Neden yapmayalım, milli yemeğimizdir!"
İşin başlangıcı hayrettir, hayranlıktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün sükunetim altüst oldu. Kendime acımanın uyduruk avuntusu kayboldu, ..
Olmuyordu. Huzurunu yaşadığı günde bulamayan insana kurtuluş yoktu.
Reklam
"Daha başlamadan yüz yıl önce davayı kaybetmiş olmamız demek kazanmaya çalışmayacağız anlamına gelmez," dedi Atticus.
Dünya Nazileri, atom bombasını ve pop müziği gördü, buna rağmen bir şekilde bugüne ulaştı.
"Rakamlarla hesaplanamayacak uzaklıkta bir yere." "Bir insanın yüreğini diğer bir insanın yüreğinden ayıran mesafe gibi."
Aomame gözlerini kapatınca kalp atışlarını kulaklarının içinde duyabiliyordu. Dünya ile kendisi adasındaki sınırı doğru düzgün hissedemiyordu.
İnsanlar, ölülere karşı doğal bir saygı gösterirler. Karşılarındaki, kısa bir süre önce ölmek gibi kişisel, yüce bir aşamayı geçmeyi başarmıştır çünkü.
Reklam
Orada ölü babasıyla baş başa kalsa da özel olarak konuşmayı düşüneceği bir şey yoktu. Yaşarken bile öyle bir düşüncesi olmamıştı ne de olsa. Öldükten sonra aniden aralarında konuşulacak bir konunun doğması mümkün değildi.
Babası o sırada, ölüme doğru ilerlediğini, değiştirilmez bir gerçek olarak kabul etmiş gibi görünüyordu. Tuhaf bir ifade olabilirdi belki, ama Tengo'nun babası buna karar verdikten sonra şalteri kendisi indirip derin uykuya dalıvermiş gibiydi. Neyin ona böylesi bir derin uykuyu getirdiğini doktorlar tespit edememişlerdi. Fakat Tengo biliyordu. Babası ölmeye karar vermişti. Belki de yaşama azmini bir tarafa atmıştı.
'Alo' dedi, henüz tam olarak dönmeyen diliyle. Kafasının içinde beyin yerine dondurulmuş marul vardı sanki. Marulun dondurulmaması gerektiğini bilmeyen birisi de bir yerlerde vardı mutlaka. Bir kez dondurulup sonra çözülen marul, tadını tamamen yitirir. Bir marulun gelebileceği en sefil durum da bu olsa gerek.
Günler geçer, biz durağan yaşantımızda yaşlanırız. Buna itirazın var mı?
Kimi şeyleri öğrenmek uzun sürmüyor. İnsan, kimsenin yardımına muhtaç olmadan kendiliğinden öğreniyor içinde bulunduğu şartlarda nasıl yaşanılacağını. Anlaşılmaz bir düzen, bir mekanizma adeta, aynı cins adamları bir araya getiriyor. Sonra, ortak, doğal, beleş yaşama başlıyor. Alışıyorsun buna. Sinir tanımaz bir kaygusuzluk duygusu, ev gibi, aile gibi, kardeş gibi bir şeylerin hiç yokmuş gibiliği. Bunları öğrendiğimde çocuktum daha.
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.