Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Gerçekleşemeyen Hayaller.
Yazarın okuduğum üçüncü kitabı oldu gazap üzümleri.
İlk okuduğum, kitap fareler ve insanlar bu eser merhameti, saflığı, iyi niyeti ve bu duyguların insanlar üzerindeki yanlış intibasını anlatıyordu, kısa ve özdü
İkinci kitabı, inci adlı eseriydi bu eseri ben beğenmedim bildiğin yaşlı dayıların nasihat vermek için anlattığı hikayelere benziyordu.
Merhaba
Kitap sitelerinde gezinirken rastladım kitaba bi’ inceleyeyim bakalım derken almış bulundum :)
Açık konuşmam gerekirse çok büyük bir beklenti içinde değildim. Baştan savma bir kitap olabilir yönündeydi düşüncelerim fakat beklediğim kadar baştan savma değildi.
Konusu ‘erken çocukluk dönemi’ !
Erken çocukluk döneminin ne kadar hassas bir denge istediğini hepimiz biliyoruz. Yazarı bir öğretmen olduğu için genellikle öğretmenlere ve sınıf içi uygulamalarına yönelik bilgiler ele alınmış. Aynı zamanda ebeveynler, ebeveynlere karşı yaklaşımlar, davranış bozuklukları, küçük çocuklarda travma, duygudurum bozuklukları, nörogelişimsel bozukluklar, beslenme, tuvalet ve uyku bozuklukları ve daha birçok konuda farkındalıkları arttıracak, yaklaşımı kolaylaştıracak, çözüm odaklı tavsiyeleri hatta bölüm sonu uygulama konularıyla zengin bir kitap.
Sanırım çeviri kaynaklı küçük bir sorun vardı. Bu da konuya ilgisi ve hakimiyeti olmayanların okurken sıkılmasına sebep olabilir.
Ben faydalandım. Altını çizdim, notlar aldım. İhtiyaç duydukça açıp bakabileceğim bölümleri (bana göre) var.
Özellikle okul öncesi çocuklarla iç içe olanların okumasında fayda var :)
‘Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek demek, çocuğa bir bütün olarak dikkat etmek demektir.’ #alıntı
Keyifli okumalar
64 syf.
·
Puan vermedi
Jomo Kenyatta der ki;
‘’Batılılar Afrika'ya geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde topraklarımız ve madenlerimiz vardı. Bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız ve madenlerimiz vardı.’’
Bu söz din ve psikiatri arasındaki ilişkiyi çok iyi
224 syf.
·
Puan vermedi
Bu konuda okuduğum ikinci kitap olduğu için ve konuya az çok hakim olduğumdan dolayı okuduğum bilgiler çok farklı ya da sasirtici gelmedi açıkçası. Akıcı bir anlatımla bağırsakların neden ikinci Beyin olarak adlandirildigi ve öneminden bahsetmesinin yanında sindirim sistemi hastalıklarından ve bu hastalıklara karşı nasıl önlemler alinabileceği gibi konulara değinilmiş. Ayrıca sağlıklı bir beslenme nasıl olmalı bundan da bahsedilmiş. Ek olarak size farklı gelecek birşey, yediğimiz gıdaların pisikolojimiz üzerine olan etkileri, psikolojimizi olumlu yönde etkileyen serotonin ve dopamin gibi nörotransmitter maddelerin çok büyük bir kısmı bağırsaklarda üretiliyor yani tukettigimiz besinler psikolojimizi oldukça etkileme gücüne sahipler...Bu konuda bağırsak mikrobiyatasi oldukça etkili hatta kendi vücudumuz olarak nitelendirdiğimiz vücudumuzda sayıları öylesine çok ki vücudunuzun sizin olup olmadığını sorgulatiyor.
Bağırsaklarin farklı yönlerini ve onların sağlığı hakkında dikkat etmeniz gereken durumlari öğrenebileceğiniz bir kitap. Son olarak aynı konuda Serkan Karaosmanoğlu' nun " Beyinde ararken bağırsakta buldum" kitabı var hemen hemen çok benzer yazılar fakat Serkan beyin kitabı daha ayrıntılı bir kitap bu konuda bilgi sahibi olmak istiyorsaniz bilgilendirici kitaplar her ikiside.
Öncelikle şunu söylemem gerekir ki Ikıgaı kitabını çok severek okudum. Kitabı okurken beni en çok etkileyen şeyler arasında Japonların; dinlerine, geçmişlerine, gelenek ve göreneklerine bağlı yaşamaları oldu. Ayrıca, ikinci dünya savaşı gibi sonuçları çok büyük yıkımlara sebep olan bir olaydan en çok zarar görenler arasında olmalarına karşın kısa sürede toparlanmalarını sağlayan çalışkanlıkları ve disiplinleri oldu. Diğer bir nokta ise; güne başlamamızı ve yaptığımız işleri sevmemizi sağlayan bir amacımızın olması gerektiğini hatırlatması oldu. Son olarak kendimin ve birçok insanın unuttuğumuzu düşündüğüm sağlıklı beslenme, sakin yaşamak ve sevdiklerimize değer verip onları dinlememiz gerektiğini hatırlattı. Severek okuduğum bu kitabı sizlere şiddetle tavsiye ederim:)
EASY rutini
Kitapta beslenme, uyku, tuvalet eğitimi vs. neredeyse her konuda bilgiler mevcut. Kitapta EASY denen bir yöntem anlatılıyor. Eat (beslenme)-Activity(aktivite)-Sleepy(uyku) ve kendine zaman ayırma şeklinde bir rutinden bahsediliyor. Yatır kaldır ve şişt pat yöntemleri anlatılıyor. Bu yöntemler bebeğin ayına(yaş), mizacına ve bir çok şeye göre çeşitlendirilmiş. Melek, kitap, nazlı, huysuz, hareketli bebekler anlatılmış. Kitapta emzik, biberon kullanımı da tavsiye edilmiş ancak zamanında vazgeçilmesi kaydıyla... Tuvalet eğitimine ise 9.aylarda başlanması önerilmiş. Ağlamaya bırakma yöntemlerine kesinlikle karşı çıkmış. Sallamayı ise önermemiş. Genel itibariyle kitap her şeyi mantıklı açıklamalarla desteklemiş. Her çocuk ve aile kendine özel ancak kitabın içinden alınacak dersler olduğu kesin...
Vampir efsaneleri çocukluğumdan beri beni sürekli düşünmeye iten bir durum, gerçekten birilerinin kan ile beslenme ihtiyacı olması fikri hep bana tuhaf ve korkunç geldi ve bunların en temelinde hep Drakula kitabındaki efsanelerin olduğunu biliyordum, ama bir türlü Drakulayı okumaya cesaret edemiyordum ta ki geçen aya kadar, kitapçıda Drakulayı gördüğümde artık okumam gerektiğine emin oldum ve iyi ki de okumuşum, gördüğüm en gerçekçi efsanelerden kitaplardan biri bunda romanın günlük dilinde yazılmış olması da çok büyük bir katkısı var ayrıca tabi gerçek bir esin kaynağının olması da, kitap boyu hep Drakulanın gerçekliği üzerine ihtimalleri üzerinde düşündüm her hareketini sözünü incelemeye çalıştım, bir çok çelişi olmasına karşın, Drakula ile ilgili tasvirler ve günlük tutulması eminim her okuyucuyu şüphede bırakmıştır vampir efsaneleri ile ilgili, en nihayetinde mitlere ve gotik edebiyata bir parça da olsa merakı olan her okuyucunun soluksuz okuyabileceği bir şaheser gerçekten ve bu kitaptan sonra vampirler üzerine daha çok düşünüp, araştırıp konuşabileceğim, Bram Stoker'e teşekkürü borç bilirim.
Beslenme konusunda zırcahil bir insan olarak bana birçok şey katan bir kitap oldu.
Kitabın başlığına takılmamak gerekiyor. Sanki sadece obez ve diyabet hastalarına özel yazılan bir kitap gibi dursa da aslında her yaştan insanın okuyabileceği bir beslenme kitabı. Temel olarak sağlıklı beslenmenin nasıl olması gerektiği; neyi, ne zaman, nasıl yememiz ya da yemememiz gerektiğini bilimsel çalışmalara atıflarda bulunarak anlatmış Canan Karatay.
Kitap soru cevap şeklinde ilerliyor. Şekerin ve karbonhidratın zararları nelerdir? Neden düşman ilan edilen yağlar aslında sağlığımız için yararlı ve gereklidir? Sık sık yemek yemek neden zararlıdır? Neden çabuk acıkırız? ve benzeri birçok soruya cevap bulabileceğiniz bir kitap. Bazı yerlerde editoryal hatalar olduğunu düşünsem de kitabın tamamını değerlendiğimde benim için oldukça bilgilendirici oldu.
Beslenme konusunda bilgi sahibi olmak isteyen tüm okurlara tavsiye ederim.
