Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Fatma Betül
Fatma Betül
@betulkbly
Bizimkisi ruhumuzu özgürleştirme çabası.
İstanbul
151 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Ramazana 10 Kala
Son iki yıldır ramazan ayından önce okumak istediğim fakat bir türlü nasip olmayan Samanyolunda Ziyafet kitabını nihayet okumuş bulunmaktayım. Oruç hakkında üzerinde hiç durup düşünmediğim faziletlerini, manevi hasletlerini ele alan Sezai Karakoç, bunun yanı sıra orucun ruhun dirilişine, özüne dönüşüne vesile olduğunu hassaten üzerinde durarak ramazan ayına girmeden evvel pek çok yönden bu ibadete hazırlamış oldu beni. Birbirinden güzel ve içimizi heyecanla dolduran oruç yazıları hayretini kaybetmiş 21. yüzyıl insanını dahi müthiş bir iştiyakla ramazan ayına hazırlıyor. Tıpkı çocuklar gibi şen oluyorsunuz kitabı okuduğunuz esnada. Çünkü çocukken tuttuğumuz oruçların tadından, haklı gururluluğundan ve heyecanından bahsetmesinden tutun o zamanki ramazanlarımızın şimdiki benliğimizi şekillendirmesinde olan payından dahi bahsediyor. Özellikle yaşadığımız bu hız ve haz çağında zamana yetişemeyen, durupta tefekkür edemeyen inançlı modern insanın en azından ramazana 10 kala kendisi için yapacağı en güzel şey kesinlikle bu kitabı okumak olacaktır.
Bu kitabı okuyup da yola revan olmak istemeyen var mıdır?
Yazarın yolları, insanları, şehirlerin sokaklarını gezmeyi sevmesiyle başlayan bu serüveni başka coğrafyalara kimi zaman hayır yapmak kimi zaman belgesel çekmek için yaptığı seyahatleri sonucu oluşturduğu notlarından ortaya çıkmış. Kendi iç dünyasına da bolca yer verdiği eserinde "Farklı dünyalar tanımak bana kendi varlığımı hissettiriyor ve
İnsan hakları, toplumsal değişmeye bağlı olarak bilgisi ve söylemi değişiklik gösterebilen içtimai bir üründür. “Dünya insan hakları söyleminin yeniden şekillenmesine nasıl katkıda bulunabiliriz?” sorusu bu eserde cevabı aranan en temel sorudur. Bunun yanında İslam ve Batı medeniyetindeki insan hakları düşüncesini hukuki ve sosyolojik
Okur Takip Önerileri
Okyanusta büyük bir balık yakalamaya çalışan ihtiyar Santiago'nun mücadelesini ele alan bu eserde aslında her birimiz kendi hayat yolculuğumuzun seyrini okuyoruz. Ucu bucağı görünmeyen bu hayat okyanusunda bir kayığa sığınmışız ve hepimiz -kabiliyeti olan olmayan- büyük balığın peşindeyiz. Bunun yanı sıra köpek balığı gibi hayati tehditlerden uzak durabilmek için de kendimizi koruyacak ekipmanlarımız olmalı. Eğer yoksa bu bir tık hayata güçsüz başlamışız demektir. Hülasa, "hayatta kalabilmek için nerede olursak olalım çaba göstermek, azimli olmak ve kendimize güvenmek zorundayız. Elimiz kanayabilir, aç-uykusuz kalabilir veya başımız dönebilir ama hayat mücadele alanıdır, her zaman." kitabı bitirdiğimde düşündüğüm tek şeydi. Metaforla dolu olan kitabımızda herkes kendi yaşam öyküsünden bir parça bulabilmesi mümkün. Bu nedenle bu eser bin bir çeşit hayatlara dokunduğu gibi bin bir çeşitte anlaşılacaktır. Bundan daha şahane ne olabilir?
"Ben buyum" diye tanımladığın kişinin aslında seni tanıyan kişi sayısı kadar fazla ve farklı tanımları olduğunu söylesem?
"Kendinizi daima tek bir kişi olduğuna inandıradurun, aslında yalnızca iki de değil, kim bilir kaç kişi olduğunuzun bilincinde değilsiniz." diyor Pirandello.
Evet tam bu noktada kitap ilgi çekici olmaya başlıyor. Kendinize çok farklı bir perspektiften bakmanıza olanak sağlayan bu kitap bugüne kadar tanıdığınız bildiğiniz "ben"lik algınızda bir deprem etkisi oluşturarak yerle bir ediyor. Her aynaya baktığınızda gördüğünüz, tanıdığınız, tüm ayrıntısına vâkıf olduğunu düşündüğünüz kişi -yani kendiniz- pek çok kişi tarafından bambaşka yorumlandığı zaman salt kendi gözlerinizin kendinizi tanımaya yetmeyeceğini hatta birden çok kişilikte tanındığınızı, tek bir tanımınız olmadığını çarpıcı bir şekilde anlıyorsunuz.
"Hiçbir insan, başkalarının gözüyle görülüp zihinlerinde inşa edilen profillerden ibaret değildir" düşüncesi kitabın son sayfasına geldiğiniz an zihninizi hızla ele geçiriyor. Bu kitabı okuduktan sonra çevrenizdeki insanlara artık isteseniz de istemeseniz de yaftalayarak tek yönlü bakamayacaksınız çünkü "Bize herhangi bir gerçeklik verilmediği gibi, tek bir gerçeklik de yoktur."
