Artık Shakespeare gibi yazmayacağım. Bu yüzden yavaşlamak zorunda kalıyorum, özellikle de sözcükleri çoğu kişi gibi uzun şekilde yaz maya çalışırken. Odessa’da yine sıcak bir gün. Gökyüzü, ufku bile örtemeyen, mükemmel pürüzsüz soluk beyaz bir buluttan oluşan yüksek bir çarşaf gibi. Küçük yazı çantam açık hâlde dizlerimin üstünde, limana doğru
Rusya projesi Rusların gözünde bir ayrılıkçılık olarak görünmekteydi. Bolşevikler (Kızıllar) ve Bolşevik karşıtı muhalefet (Beyazlar) birbirlerini acımasızca öldürebilir ve kendi aralarında savaşabilirlerdi ancak Ukrayna konusunda görüş ayrılıkları hiç yoktu. Kırmızı ya da beyaz olsun tüm Ruslar için Ukrayna, Rusya'nın ayrılmaz bir parçasıydı ve Rusya'nın Ukrayna ile eşit siyasi statüsü asla kabul edilemezdi.
Sayfa 346 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
"En mühim hazinemiz okullardır. "diyor Finler. "Bizlerin siz Ruslar gibi Ural madenleri veya Sibirya altın yatakları yok. Doğa bizi nimetleri ile ihya etmemiş. Biz kendi gücümüzle arayı kapatmak, vatandaşlarımızdan verebilecekleri her şeyi talep etmek zorundayız.Fabrikalarda İngiliz çeliğini dövdükleri gibi biz de okullarda gençliği işliyoruz."
Sayfa 32 - İndigo Kitap
Enver Paşanın Şehit Oluşu
Enver Paşa'nın şehadet günü Ramazan Bayramı'nın ikinci gününe rastlıyor. Demek ki Ramazan ayı boyunca Tacikistan'da Ruslarla savaş halinde. Pamir Dağları civarlarında, Çeğen köyü. Orada herhalde casuslar vardı. Enver Paşa'nın karargahındaki Ruslara haber gönderiyorlar, bir Rus tugayı, büyük bir birlik, Enver Paşa da kendi askerinin çoğunu bayramlaşıp dağıtmış, bayram ziyareti için evlerine gitsinler diye. İkinci gün oluyor. O zaman anlıyor zaten şehit olacağını, beyaz atına atlayıp, elinde kılıç, mitralyözlere karşı gidiyor. Birkaç tane Rus askerini öldürüyor, bir mitralyözü de saf dışı bırakıyor ama diğer bir mitralyöz onu vuruyor. Fakat Ruslar anlamıyorlar bunun Enver Paşa olduğunu, hatta çizmelerini çalıyorlar. Ondan sonra, farkına varıncaya kadar Tacikler kaçırıyor ve çok enteresan bir mezar yapıyorlar bulunamasın diye. Çünkü Ruslar Enver Paşa'yı alıp Moskova'ya götürmek istiyor.
Sayfa 222Kitabı okudu
Ruslar onuncu yüzyılın sonunda Doğu Ortodoks Hristiyanlığını benimsemişlerdir. Önemli olan nokta ise bunu bilinçli bir seçimle yapmış olmalarıdır. Güneydoğu komşuları olan ve sekizinci yüzyılda Yahudiliğe geçen Hazarları ya da Volga'nın aşağısındaki doğu komşuları olan ve onuncu yüzyılda İslam'a gelen Beyaz Bulgarları örnek alabilirdirler. Ancak Ruslar kendilerine özgü bir seçim yaptılar ve Bizans dünyasının Doğu Ortodoks Hristiyanlığını benimsediler. 1453'te Konstantinopolis'in Türkler tarafından ele geçirilmesiyle birlikte Doğu Roma İmparatorluğu'nun son kalıntısının da yok oluşu sonrasında, o zamana kadar hem Müslümanlara hem de Latinlere karşı Rus Ortodoks Hristiyanlığının toplanma noktası hâline gelmiş olan Moskova Prensliği bilinçli bir şekilde Bizans mirasını Yunalardan devraldı.
Sayfa 150Kitabı okudu
"En mühim hazinemiz okullardır" diyor Finler. "Bizlerin siz Ruslar gibi ural madenleri veya sibirya altın yatakları yok. Doğa bizi nimetleriyle ihya etmemiş. Biz kendi gücümüzle arayı kapatmak, vatandaşlarımızdan verebilecekleri her şeyi talep etmek zorundayız. Fabrikalarda İngiliz çeliğini dövdükleri gibi bizde okullarda gençliği işliyoruz. Bizler okullar sayesinde bataklıkların arasında , bu taşların üstünde kendimize Rusya'nın geriye kalan nüfusunun yakınından bile geçemediği rahatlıkta bir hayat kurduk. Okulu bizden aldığınız an biteriz. Tıpkı mayasız bir hamur gibi çökeriz.
Reklam
327 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.