Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu bir fedakarlık çağrısıdır. Herkese göre de değildir.
Reklam
“Ben senin içindeyim, sen benim içimdesin, biz dünyadayız ve dünya içimizde. Hepimiz biriz. Dünyaya zarar verirseniz, insanlara veya hayvanlara zarar verirseniz kendinize de zarar verirsiniz. İşte buna dindarlık denir. Herkese ve her şeye karşı tertemiz, ışıklı,canlı bir sevgi duygusu. Hem dostlara hem düşmanlara. Hem Tanrı’ya hem kurbağalara. Hem raffaello’ya hem de en basit işçiye.”
Sayfa 105 - İş bankasıKitabı okudu
Kısa sürede ve kolay yoldan zenginleşme hırsı ve yaygın hale gelen para için her şeyi yapma dürtüsü Metternich döneminin dini olmuştu. Toplumda manevi oksijen eksikliği vardı, aydın kesimlerin bile önemli bir bölümü "Metternichçilik" adlı karbonmonoksit gazı ile zehirlenmişti. Manevi değerler konusunda genellikle hassas olan genç nesil de bu ortamda manevi olarak çökmüş gibiydi, ilkesiz ve idealsiz yetişiyordu. Topluma rehberlik edebilecek büyük idealler; temiz ışık kaynakları; kutsal değerler; kahraman önderler bunların hiçbiri yoktu.
Sayfa 175Kitabı okudu
Halkın büyük bölümünün eğitimsiz olması devlet eliyle yapılan bir kötülüktür. Bu durum kendi kendini talan etme, yıkıma uğratma ve aşağılamadır. İlkel halkların fakirlik ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmalarının nedeni sahip oldukları toprakların zenginliklerinden faydalanmamalarıdır."
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Snelman sabrın inanç mertebesine yükseltilmesinden öfke duyuyor ve buna çok içerliyordu. Kızgınlığının hedefi hem üst tabakalar hem de halkın kendisiydi. Üst sınıflara, kendileri için talep ederek aldıkları çeşitli özgürlükleri, refahı ve rahat hayatı halktan sakındıkları, halka en ağır, onur kırıcı ve zorlu ihtiyaçlar karşısında bile sabretmesi gerektiğini söyledikleri için kızıyordu. Halk kitlelerine ise sabrından dolayı kızgınlık duyuyordu. Halkın zeka açısından uyuşuk bir durumda olmasına, içinde bulunduğu sefalete, ayyaşlık ve fakirliğe, hukuksuzluğa, kaba cehalete ve gerek maddi gerekse de manevi açıdan kötü bir hayat sürmesine aldırmadan, bunu olağan bir durummuş gibi kabullenmesine içerliyordu.
Sayfa 170Kitabı okudu
Herkes halkın sabrını takdir ederek, hayranlığını dile getiriyor ve hatta duygulanıyordu. Halkın dayanma gücünü dini bir vecibeye dönüştüren bu kişiler İsa'nın öğretisini de sabır dini olarak görmeye başladılar.
Sayfa 169Kitabı okudu
Suç gençlerde değil, sizindir. Siz gençleri nasıl terbiye ederler, onlarda da öyle yetişirler. Sorarım boyutu, gençlere ait terbiye nedir? Hiç...
'Ne ekerseniz onu biçersiniz.' 'Ne pişirirsen onu yersin.' Eğer gençlerin ruhu sürülmeyen bir tarla gibi kendi haline ayrılırsa, orada ısırganlar ve dikenler yetişir.
Reklam
Hepimiz hayata dışarıdan bakan seyircileriz sanki, herkesi ve her şeyi yargılamak üzere görevlendirilmiş gibiyiz.
Herkes hayattan bir şey almak ister, ama ona bir şey vermek istemez...
‘ Herkes akıllı, herkes bilge, herkes her şeyi biliyor. ‘
"devlet yapısının duvarları kırılarak çatlamakta, çatlaklar giderek büyümektedir. fakat bu çatlaklar hiç kimsenin dikkatini çekmemektedir. bu nedenle temeli eskilere dayanan -kudretli de diyebileceğimiz- devletlerin sadece çatlamakla kalmayarak bir süre sonra yıkılması hiç de garip değildir."
Sayfa 10 - can yayınlarıKitabı okudu
"Asla kirli ayaklar ve kirli ellerle büyük, kutsal, temiz bir işe girişmeyin. Ciddi ve büyük işlere gerekli hazırlıklarla başlanmalıdır."
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.