Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanoğlunun bir yerde,bir işte yalnız olmadığını anlaması ne kadar güzel bir şey.Kalpten kalbe giden yol bu olsa gerek.
212 syf.
8/10 puan verdi
Mustafa Kutlu'nun her kitabı gibi bu da tek nefeste biten bir kitaptı tabiri caizse.Ayrıca konusu hoşuma gitti nedense herhalde dağ,bayır,bahçe,ağaç bu tip konuları barındıran kitapları seviyorum.Bi de yazarın dili etkileyici ve güzel kullanması daha bir hoş olmuş.
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
Reklam
152 syf.
8/10 puan verdi
Mustafa Kutlu, Türk hikayeciliğinin özel isimlerinden birisi. Benim onun kitaplarıyla tanışıklığım üniversite yıllarıma dayanır. Ya Tahammül Ya Sefer ve ardından Yoksulluk İçimizde… O zamanlar az yazardı. 2000 yılında çıkan Uzun Hikaye’yle birlikte bir geleneği de başlatmıştı ve her sene bir kitabı çıkar olmuştu. Güzel hikayelerdi; Kutlu’nun
Tirende Bir Keman
Tirende Bir KemanMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20153,914 okunma
207 syf.
·
Puan vermedi
2000'den beri Kutlu'nun hangi kitabını okusam hep Uzun Hikaye ile mukayese ediyorum. Ona en çok yaklaşan ( hatta belki de geçen ) Beyhude Ömrüm idi. Sonrasında (bence) yine iyi işler yapsa da Uzun Hikaye hep müstesna kaldı. Nur da öyle... Kutlu, kitapta modern şehir hayatı, tabiri caizse dünya debdebesi içinde bunalan bir huzur arayan Nur adlı genç bir mimarı konu almış. Aslında bir 'arayış hikayesi' yazmış. İntisap edecek bir şeyh arıyor Nur kendisine. Zengin bir kız, temiz yürekli... Hatta Kutlu onu yatılı olarak koleje gönderiyor ve kendi yaşadıklarını ona yaşatıyor. Her gece kitap bitirmeler, kimsenin telkini olmaksızın endi kendine namaza başlamalar falan bizim gibi Kutlu okurlarının tarihçe-i hayatına dair bildiğimiz şeyler. Nur sürekli bir arayış içinde ve bu süreçte hikayeye girip çıkan bir başka mimar Sinan var. O ise dini eğitim almış, mütedeyyin ve efendiden bir genç Hikayede Sinan'ın aile efradı ile Nur'un anne ve babası da yer buluyor. Kutlu'nun kendine has sürükleyici dili burada da var. Sıkmadan okutuyor kendisini. Daha önceki kitaplarından Sır'ı andıran bölümler var; tasavvufi epeyce şey de... Gelelim bence olumsuz taraflara. Zaman kavramı delik deşik edilmiş görünüyor. Hikayede yaşanan dönüşümler ve oluşturulan tipler biraz Ahmet Günbay Yıldız romanları gibi olmuş; basit ve sathi. Bir de olmaz olsun böyle sonlar arkadaş!
Nur
NurMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20144,026 okunma
Böyle film gibi sevdaların çiçekli bahçesine bir karaçalı mutlaka girmek lazımdır.
Sayfa 45 - DergahKitabı okudu
Rezillik bir adamın burun deliklerinden girmeye görsün, yapmadığını bırakmaz.
Sayfa 45 - DergahKitabı okudu
Reklam
212 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Kitabı okurken düşünüyorum hep acaba Sabahattin Ali'nin eserleri mi daha dram yoğun yoksa bu okuduğum eser mi? Evvelkinin Yusufu daima namussuz bir kaymakam, komşu, arkadaş gadrine uğrarken, Beyhude Ömrümde zalımlık zamanın ruhundaydı. Acaba hangisi daha zalimdi? İç burkuntusu.
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
Hemen her iş sanki cebri yapılıyor, sanki angaryaya dönüşüyor; yapana bir şevk vermediği gibi neticesinde bir bereket görülmüyordu.
Sayfa 137 - DergahKitabı okudu
Ta Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekan değişti.
Sayfa 143 - DergahKitabı okudu
Karı dediğin köylü karısı da olsa bir incelik taşır elbet. Herkes sanır ki bu bizim erkek milleti zart-zurt ederek kendi dediğini yürütür, karıları adam yerine komaz. Bu laf boş bir laftır. Bizim karılar evvel Allah "son söz"ü hiç kimseye komazlar. Görünüşte erkek öndedir. Varsın olsun derler. Hani ele-güne karşı. Eh erkek dediğin de tabiatında var, bir miktar şişinip kabaracak. Kadın bırakır onu kendi haline. Şişinip kabarsın da hovu insin diye. Süt köpüğü gibi bir şey. Sonunda ne yapar-eder erkeği dediğine getirir. Hanelerimizi karılar idare eder, lakin bunun böyle yürüdüğünü aşikar etmenin ne lüzumu var, değil mi? Yeryüzünde erkek kisvesinde ama insandan çok hayvana yakın olan bazı ademler de bulunur; onlar değil karı lafı, hiçbir lafı dinlemez; burnunun dikine gider, onlara sözümüz yok.
Sayfa 144 - DergahKitabı okudu
Reklam
İnsan evladının büyümesine bir türlü alışamıyor. Bu nasıl iş!..
Sayfa 148Kitabı okudu
Helal kazanç dediğimiz şeyin üç ölçüsü var: meşru iş, adalet ve alın teri.
Evet ortada açık bir zulüm, bir haksızlık vardı ama; husumeti üzerine çekmek de öyle kolay bir iş değildi. Hele ki ucu kendine dokunmadıktan sonra. Ama Derviş öyle mi ya.
Sayfa 120 - DergahKitabı okudu
Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibaret. İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.