Boğaziçinin kendine mahsus tatlı bir sessizliği ve onunla içiçe geçen, bütün günler ve geceler boyunca devam eden ve değişen kendine has sesleri vardır. Bu geniş, büyük sessizlikle onu için için dolduran ve âdeta gizli gizli dokuyan ve hep birer rütubet ve lezzetle ıslanmış, yumuşamış, hulyalaşmış olup da insana batmayan sesler, beraber duyulurdu.