1088 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
hamiyyet gamz eden bir pâk alın her kimde gördünse, “bu bir câni!” dedin sürdün, ya mahkum eylendin hapse. müvekkel eyleyip câsûsu her vicdana, her hisse, düşürdün milletin en kahraman evlâdını ye’se… ne mel’unsun ki rahmetler okuttun rûh-i iblis’e -“ortalık şöyle fena, böyle müzebzeb işler, ah o yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer, âkıbet çok
Safahat
SafahatMehmet Akif Ersoy · Beyan Yayıncılık · 20076,3bin okunma
geceye not
İyi bak kendine. İyi bak ruhuna. İyi bak kalbine. İyi bak beynine. 🥀
Reklam
BİRİ: Hayır hayır, hayır, hayır!!! Masal bunlar. Yalan bunlar, hele şarkılar, masallar bir bitsin; bak gör, o zaman dünyan nasıl da yıkılacak. Şarkılara, masallara rağmen; yıllardır beynine tıka basa doldurdukları iyilik, doğruluk sözlerine rağmen seni yalancılığa zorlayacaklar. İyi olmayacaksın, doğru olamıyacaksın. Ezilmemek, yaşayabilmek için yalan söyleyeceksin. İçten pazarlıklı olacaksın, sinsi olacaksın. Kopya çekeceksin, yüze güleceksin, arkadan vuracaksın. Kendi çıkarın için dolaplar kurmazsan işsiz kalacaksın, aç kalacaksın. İyiliği, doğruluğu, hürlüğü sevdirecekler sana: ama bildiğinle kalacaksın. Söylersen, belki de kurşun yiyeceksin göğsüne.
Sayfa 26
Özgürlüğün bedelini iyi bilirim. Bir insanım ben ve hiçbir insana yeryüzünde huzurlu bir yer olmayacağını, belli bir mekan çizilmeyeceğini iyi bilirim. İnsan beynine uygun kulübe yoktur oğlum. Olaylardır bize hakim olan, bize yön veren onlardır. Bak, tutsaklığa alışmış kişileri bağımsızlık nasıl şaşkına çeviriyor, görürsün.... Bir tavuk için kanatlı yaratılmak en büyük bahtsızlıktır!
Sayfa 225Kitabı okudu
"4268" rakamı nasıl akılda tutulur:)
Şimdi aç kulağını, beni dinle; rakamları nasıl hatırlayacağını öğreteceğim. Aslında o kadar kolay ki, en zor rakamı bile kolaylıkla hatırlayabilirsin. Bak şimdi: Lisa’daki tamir atölyesine götüreceğin lokomotifin numarası 4268. Şimdi çok dikkat et. İlk rakam 4, İkincisi 2; demek, 42’yi unutmamak gerekiyor. İki kere iki kaç eder, 4. Yani ilk rakam
Statü Üzerine
"Şimdi şu duvarlara dikkatle bak, resimleri beynine nakşet," dedi tarazlı bir sesle. Anneannemle benim yatağımın bulunduğu odanın duvarlarına sazlı bir gölde süzülen kuğular resmedilmişti. Annemle babamın yattığı odanın duvarlarındaysa çiçekli kır manzaraları vardı. "Benim zaten hep aklımda bu resimler anneanne," dedim. "Odaların tavanlarına da bak." Başımı kaldırıp, Osmanlı usulü süslenmiş tavanlara baktım. "İyice baktın mı?" "Baktım." "İyi. Çünkü hayatın boyunca bir daha ne bu kadar yüksek tavanlı, ne de duvarları ünlü bir ressam tarafından boydan boya resmedilmiş bir odan olacak. Evimizi hafızana nakşet ki, hiç olmazsa hatırlayabilesin." "Neden anneanne?" "Çünkü devir değişiyor, kızım. Konak hayatı bitti. Köşk hayatı bitti. Geçtiğimiz devrin ihtişamı bitti. Sen hızla kapanan o devrin ancak kuyruğuna yetişebildin. Şimdi artık apartmanlarda yaşıyor insanlar." "Ama anneanne, zenginler koskocaman evler yaptırıyorlar, o koskocaman evlerde büyük büyük odaları oluyor. Neden bitsin ki o dediğin şey. ihşitam." "Bak, dilin bile dönmüyor ihtişama; başka bir nesilsin sen. Kızım, zenginler kocaman evleri hep yaptıracak. Ama paranın satın alamayacağı görgüye sahip olamayacakları için incelmiş zevkin birikimi onların evlerine yansıyamayacak ne yazık ki!" dedi.
Sayfa 107 - Everest YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.