Ey gâfiller! Kabir ağzını açmış beklemekdedir. Ölüm canavarı ve ejderhaları ağızlarını açmış beklemekdedirler. Kader sultanının celládi, elinde kılıç, emir beklemek
dedir. Milyonda ancak bir kişi, gafletden uzak olarak bunun farkındadır.. Önceleri geçimini sağlamak ve muhanete muhtaç olmamak için, behemehál bir meslek, bir iş sahibi olman gerekir. Ta ki imanın kuvvetlensin. Bir müddet, mesleğinde ve işinde çalışıp kazanarak geçimini sağladın ve bunda sebât etdin mi, Aziz ve Celil olan Allah seni tevekküle ulaşdırır. Böylece, sebepsiz olarak da senin geçimini sağlar...
Ey, rızık ve geçim sebebiyle Allah'a şirk koşan kişi! Eğer tevekkül ile yemenin zevkini tatmış bulunsaydın Allah'a şirk koşmaz, O'na tevekkül ederek ve O'na dayanarak kapısında otururdun. Ben, şu iki şeyin dışında, rızık te'min etmek diye bir şey bilmiyo rum:
1) Sıkı sıkıya şeriata bağlanmakla beraber, çalışıp didinerek kazanmak,
2) Tevekkül yoluyla elde etmek.
Her ikisinde de çalışma esasdır.
Yazık sana ki, Aziz ve Celil olan Allah'dan utanmadan çalışmayı bırakıyor ve insanlardan dileniyorsun. Çalışıp didinerek kazanmak, işin bidâyetidir. Tevekkül ise nihayetidir. Ben, sende işin ne bidâyetini görebiliyorum, ne de nihayetini. Yani senin, ne işin bidâyetinde doğru-dürüst çalışdığın var, ne de nihayetinde tevekkülün...
Ben sana hakkı söylüyorum. Senden asla utanmıyor, çekinmiyorum. Beni dinle. Sözümü kabul et. Aziz ve Celil olan Allah ile çekişip durduğun gibi, benimle de çekişip durma. Ben, halkın elindekilerden müstağniyim. Sizin elinizdekilerden müstagniyim. İnsanların sahip bulundukları nîmet ve imkânlarda asla gözüm yok. Onların beni övmelerinin de, yermelerinin de, nazarımda hiç bir ehemmiyeti yok. Eğer sizden bir şey alıyorsam, bilesiniz ki bunu kendim için değil, başkaları için alıyorum. Sözlerim, tepenizde såbit bir darbedir. Ben, bildiğim ve doğruluğunu kat'iyetle kestirdiğim bir yolla, onları söylemekle emrolundum. Aziz ve Celil olan Allah'ın hükmünü değişdirecek veya menedecek birisi yokdur...