-Hayırdır çocuk?
...Ne desem bilemedim.
-Sen böyle mi gördün bizden!
...Yok, görmedim elbet.
-O zaman bu umutsuzluk ahvalin nedir? Kalk ayağa; Türk’e durmak mı yaraşır!
...Gücüm kalmadı hiç.
-Ruhun ölmüş senin.
...Sadece benim mi? Milletin ruhu ölmüş!
-Vaziyet kötü desene. Yapılacak belli.
...Nedir?
-Mücadele edeceksiniz, vazgeçmeyeceksiniz, ümidinizi yitirmeyeceksiniz, ayaklarınızın üzerinde durmasını bileceksiniz, her darbede düşeceksiniz belki ama her düştüğünüzde tekrar kalkacaksınız.
...Dönüşü olmayan bir yola gidiyoruz.
-Ölüm Allah’ın emri. Biz bugün sonun başlangıcına giden yoldaydık. Bak ne oldu bugün.
...Şu ayrılık da olmasaydı!
-Vatanın bağrına dayamış düşman hançerini. Ben de sıram gelince bu vatana naciz bedenimi toprak olarak bağışladım.
...Seni öldürende yoktur din iman!
-Uyan evlat hadi, bugün 30 Ağustos! Git, al bayrağını göğsünü gere gere yürü!
...Yürümek yasak!
-Yürümek yasaksa koşmakta mı yasak!
...Çok özledik seni.
-Ah vatan! Ben de sizleri özledim, milletimi, vatanımı, çiftliğimi özledim, kahvemi, rakımı, denizimi, hayvancıklarımı özledim çocuk.
...Çiftlik, ormanlar, hayvanlar!
-Kader böyleymiş. Uyan hadi! Yeniden başlarız her şeye.