Sorunun kaynağı budur.İnsanlar ya yalnızca bir tazrda ya da öteki tarzda düşünmeye vu bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler.Fakat hiç kimse kendi gördüğü gerçekten vazgeçmeye niyetli değil ve bildiğim kadarıyla kimse bu iki gerçeği ya da tarzı gerçekten birbiriyle uzlaştırarak yaşamıyor.Gerçeğin bu iki görüntüsünün çakıştığı bir nokta yok.
kendime yol göstermekten nefret ediyorum. orman ve deniz hayvanları gibi olmayı, kendimi iyi bir süre kaybetmeyi, oturup düşünmeyi seviyorum. ve sonunda uzaklardan kendimi cezbetmeyi. evet, kendimi kendim için baştan çıkarmayı.
Bir keresinde çılgın, beceriksizce, utanmadan, acımasızca birbirimize aşığımız vardı, umutsuzca, eklemeliyim, çünkü ortak mülkün bu çılgınlığı, sadece birbirimizin ruhunun ve bedeninin her parçasını özümseyerek ve asimile ederek gerçekleşmiş olabilir. .