Öncelikle bu kitabı okumamda, seriyle tanışmamda en ufak yardımı olan herkese teşekkür ederim. Öyle bir evrene girmemi sağladılar ki hayatım boyunca unutamayacağıma eminim. İlk kitapta olduğu gibi burada da ne sayfa sayısının ne punto boyutunun hiçbir önemi olmadı benim için. Hatta bitmesin diye sınırlandırarak okudum.
Kitap size her şeyi çok yakından hissettiriyor. Kvothe'un gençliğine, yaşadıklarına şahit olup başından geçen onca şeyi okuyup ona alışmak. Yanında, tam pelerininin dibinde gibi hissetmek. Onunla rüzgarı arayıp bulmak. Sonra onun nasıl böyle bitkin bir hale geldiğini düşünmek, kendini yetersiz hissetmesine katlanamamak. Sebeplerine hiç giriş yapılmadığından okuduğum süre boyunca düşünüp durdum, aynı Bast gibi onun kendine gelmesini istedim. Ne kadar zaman alırsa alsın bir gün okurken üçüncü kitapta toparlanmış, bir parça olsun eski haline dönmüş Kvothe'u görmeyi diliyorum. Okuduğumuzun bir peri masalı olmadığının farkında olsam da...