Düşünce tarihinin temel taşlarından biri olan Sokrates’e izafe edilen bir diyaloğa göre; büyük bilge öğrencilerinden "insan nedir?" sorusuna cevap vermelerini ister. Öğrenciler, hocalarının sorusunu garipserler. "Bunu bilmeyecek ne var; iki ayaklı ve tüysüz bir canlıdır" yanıtını verirler. Bu cevap büyük bilgeyi şaşırttığı kadar kızdırır da. Ertesi gün Sokrates, elinde tüyleri yolunmuş bir tavukla öğrencilerinin karşısına çıkar ve onlara belki de hayatlarının en önemli dersini verir. Yanında getirdiği tüysüz tavuğu havaya kaldırarak şöyle der: "Demek ki insan, böyle bir şey!"
Sayfa 13 - Kronik Yayıncılık 6.BaskıKitabı okudu
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
"Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır."
Tuğrul ve Çağrı Bey
İki kardeş arasında bambaşka bir ilişki var. Kale duvarları gibi, birbirlerine sımsıkı ve yıkılmaz bir şekilde bağlılar. ... Hani Bilge Kağan, Kül Tigin'in ölümü üzerine "Gören gözüm görmez, bilir aklım bilmez oldu." demişti ya. Bu iki kardeş de birbirlerine öyle bağlılar. Birbirlerinin gözü, kulağı, hatta aklı gibiler.
Geri123
235 öğeden 231 ile 235 arasındakiler gösteriliyor.