Kalabalıkların değişmez fikirleri vardır, güçlerinin bilincindedirler, içgüdüsel olarak, bakış açılarını sert bir eylemle dayatmaya çalışırlar. Kalabalığın belirgin özelliği birliğidir. Bireyde bertaraf edilmiş duyguların yerini, bir tür telkin ve bulaşıcıcılık sayesinde, topluluğun duyguları alır. İşte böylece sakin ve kültürlü bireyler, kalabalıkla birlikteyken, ilkel bir duruma dönebilir ve şiddet, acımasızlık, coşku ve kahramanlık gösterebilir. Kalabalığı oluşturan bireylerin zekası geçici bir süre için azalır. Gerçeğe uymaz diye bir şey artık yoktur, en zırva yalanlar kolaylıkla yayılır. En basit olaylar saptırılır, çelişkiler ortadan kalkar, eleştirisel düşünce yok edilir. Kalabalık psikolojisi, bilinçdışı bir kişilik lehine bireyin bilinçli kişiliğinin geçici olarak silinmesiyle açıklanır. Bir kalabalık ileri sürülen bir düşünceyi en kısa sürede gerçekleştirme eğlimindedir, riskleri ya da başarı olasılıklarını tasa etmez. Bir kalabalığın içinde insan bir otomat haline gelir, iradesi ve muhakeme yeteneği onu terk eder.
Bireye, doğduğu günden başlayarak, bu dünyada bir tek varolma yolu olduğu hissettirilir: Bir gün kendini gerçekleştirme umudundan vazgeçmek. Bunu da ancak öykünme yoluyla yapabilecektir. Birey, çevresinde gördüklerine sürekli tepki verir, sadece bilinçli olarak değil, bütün varlığıyla, onu kuşatan bütün kolektiflerin kişilik ve davranışlarına öykünerek. Küçüklükteki oyun grubu, sınıf arkadaşları, spor grubu ve bütün benzer gruplar,bireyi kendi içinde eriterek on dokuzuncu yüzyıldaki bir babanın ya da öğretmenin kurabileceğinden çok daha kesin bir denetim kurarlar onun üzerinde, toptan teslim alırlar onu. Birey çevresini yankılayarak, tekrarlayarak, çevresine öykünerek, içine girdiği bütün güçlü gruplara ayak uydurarak, kendini bir insandan bir örgüt üyesine dönüştürerek, bu tür örgütlerde etkili olabilmek adına gizligüçlerden vazgeçerek becerir hayatta kalmayı. Bu, biyolojik sağkalma yöntemlerinin en etkisiyle, taklitle gerçekleştirilen bir kalımlılıktır.
Sayfa 162 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Birkaç on yılda bir değişen her şeyin teorileri
Her birkaç on yılda bir çığır açan, psikososyal temelli yeni bir "her şeyin teorisi'" ortaya çıkmakta ve neden şu an olduğumuz halde olduğumuza ve bu noktaya nasıl ulaştığımıza dair farklı bir anlayışa dayanan yeni bir kural kitabi geliştirmemizi sağlamaktadır. Yirminci yüzyılın başlarında, Freudyen psikanalitik teori, bilinçdışının bilinçli hayatımızın ve rüyalarımızın çoğunu yönettiğini ve ego kavramini doğurduğunu savunmuştur. Jungyen teori, diğer birçok fikrinin yanı sıra içe dönük ya da dışa dönük olma eğiliminde olduğumuz öğretisinde bulunmuş, Briggs ve Myers'i bir kişilik tipi göstergesi geliştirmeye yönlendirmiştir. Daha yakın zamanlarda ise sinirbilimciler, "sıfır-üç yaş" arasının beyin gelişimi için kritik bir sinaptik pencere olduğunu keşfetmiş ve kapsamlı erken çocukluk eğitimi programlarının ve anaokullarının doğumuna yol açmışlardır.
THKO 1. Konferansı Ekim 1978'de Çorum'da 19 delegenin katılımıyla toplandı ve bu toplantıda örgütün adı Türkiye Devrimci Komünist Partisi-İnşa Örgütü olarak değiştirildi. Bu süreç 15 ay sürecek ve Şubat 1980'de Türkiye Devrimci Komünist Partisi kurulacaktı. Bu kuruluş kongresi 2 Şubat 1980'de İzmir' de yapıldı. Delegelerin ağırlıklı olarak
“Eleştirel ufka, dikkate, yoruma sahip olmadığımız takdirde, maruz kaldığımız otoriter-baskıcı-popülist dini ya da politik koşulların/ortamın/iklimin kaçınılmaz bir kader olduğu sonucuna varabiliriz. Sağlıklı ve bilinçli bir umut için sistematik sorgulamalar, gözlemler, analizler yapan, ruh kaybına, derinlik kaybına, içtenlik kaybına, anlam/kişilik/onur kaybına uğramamış kadrolar ve içerisinde yaşadığımız zamana ilişkin büyük farkındalıklar gerekir. Eleştiri, farklı bir seçenek olduğunu söylemek için vardır. Eleştiri olmadığında farklı/yeni bir inşa eylemi de yoktur.”
Sayfa 144Kitabı okudu
BENİM ADIM YUSUF
Yusuf, düzenin tuzaklarıyla dolu sokaklarda, yok edici ve yıkıcı ölümün kıyısında koparılıp umut içeren ve güven veren bir yaşama kavuşturulan bir kimlik. Oturmamış bir kimlik ve kişilik. Yani halkımızın deyimiyle ham bir kişilik. Sıradan hayatlarda olan insanlara kimlik, güven ve yoldaşlık duygusu kazandıran devrimciliğin Yusuf’ta yarattığı
Reklam
988 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.