Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.7
Öncelikle kitabı ve yazarın üslubunu çok beğendiğimi belirtmek isterim. Eşin ölümünün ardından hayatta kalan eşin duygularını günlük tutar gibi yazmış yazar.Pişmanlıklar, özeleştiriler ve hatıralarla yaşamanın verdiği zorluklar ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi.Eğer eşinizi kaybettiyseniz bu satırları sanki siz yazmışsınız gibi hissedeceksiniz.eğer eşiniz hala yaşıyorsada yaşarken kıymetini bilmenizi sağlayacak bir eser.aslında ne çok şeyin kıymetini elimizin altındayken bilmiyoruz.
Okudum. Sürüklüyordu satılar beni. Adeta bir akarsuyun, küçük dingin su yolunda, önüne katıp götürdüğü bir küçük dal parçası gibi, şırıl şırıl ama yavaş yavaş dingin ve serin yolculuğu gibi okudum.
Sonra filmini izledim. Doğru okumadığımı düşündüm.
Bir gece de bir daha okudum. Yine sürüklüyordu satırlar beni. Bu defa akarsuyun önüne katıp
Son dönem de okuduğum en güzel yakın tarih kitabı diye bilirim.
Yazılanlar insanı hayretler içerisinde bırakıyor.
Araştırıyorsunuz kaynakçalara bakıyorsunuz.
Peki neden bilmiyoruz?
Neden tarih çarptırılıyor?
Kimin ne çıkarı var?
Bir ülkenin dini duyguları nasıl kullanılır?
Sağlam temeller üzerine kurulmuş bir ülkenin parçalanmasını ve çabalarını okuyacaksınız.
Sinan Meydan taraflı diyenler oluyor.
Okumuyorlar.
Ama taraflı değil. İsmet Paşa 'yı bile eleştirdiği çok yer olmuş.
Lütfen at gözlüklerini çıkaralım artık.
Ben çok beğendim.
Yalnız beni etkileyen en büyük özelliği, anlattığı her olayın günümüz de olması, yaşanması.
Tarih tekkür ediyormuş da çoğu şeyden haberimiz yokmuş.
Ya bu halk size ne yaptı?
Siz bu halkın olanı alıp peşkeş çektiniz başka ülkelere.
Onlar size yönetme şansı verdi, siz ise ceplerinde ki paraya kursağında ki lokmaya göz diktiniz.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde kitabından sonra okuduğum ikinci Stevenson kitabı, ancak beni pek sarmadı. Gotik edebiyatın öncülerinden olan Stevenson bizi İspanya’nın dağlık bölgelerinde yer alan bir konağa misafir ediyor. Savaşta yaralanmış İskoç kökenli bir asker (adını bilmiyoruz) hava değişimi için bu konağa misafir oluyor. Konakta asker haricinde yaşayan 3 kişi daha var, anne, Felibe ve tabi ki Olalla… Evde bir gizem var ki bu gotik edebiyatın olmazsa olmazlarından. Konak bir zamanlar bölgenin en şaşaalı mekanıyken, daha sonra tabir yerindeyse bir viraneye dönmüştür. Bu büyük zeinginlikten nasıl olur da fakirliğin pençesine düşerler sorusu misafir askerin aklını tırmalamaktadır. Ta ki Olalla ile karşılaşana kadar. Artık aşkın pençesine düşmüştür yaralı asker.
Kitap bir vampirlerle alakalı olsa da kitabın hiçbir yerinde vampir kelimesi geçmemekte. Stevenson bunu bilerek mi yaptı yoksa anlatmak istediği başka bir türm ü bilemem. Ancak kitapta özellikle anne karakteri üzerinden anlatılan benim aklıma direk vampiri getirmekte.
Sonuç olarak beni etkileyen bir kitap olmadı. Her kitabın da okuru etkilemesi gerekmez zaten. Bazen kafa dağıtmak için de kitap okunur. Bu kitabı da o sınıfa sokuyorum. Kalın bir kitaba başlamaktan çekiniyorsanız ya da gotik edebiyata merakınız varsa alıp okuyabilirsiniz. Ancak dediğim gibi beklentilerinizi yüksek tutmayın.
Herkese Merhaba
Günümüzün önemli hatta en önemli sorunlarından biridir aile. Sorun olarak görmek bile yeterince üzüyor beni… Ama değinmekte mutlaka fayda olacak.
Ailenin temel yapı taşıdır birey. Bizlerin ise bunun farkında olmadığı apaçık ortada. Aksi halde boşanmalar, #aileiçinde huzursuzluk, mutsuzluk, sevgisizlik, kavgalar niye artsın… böyle ortamda büyüyen çocukları düşünelim bir de gördükleri, duydukları tam bir facia maalesef.
Evet evet #facia …
Bu tür durumlara maruz kalan bir çocuk sizce aile kurabilir mi ? Kurmuş olsa bile büyük oranda ailesinden ne gördüyse o şekilde bir aile olma yolunda ilerleyecektir.
“Evlerimizde bir arada ama yalnızız. Birbirimizin dertleri karşısında sağır, hakikat karşısında körüz. Aile olmayı unutmuşuz…
Her şeyin fiyatını öğreniyoruz da değerini pek bilmiyoruz sanki. Oysa en değerli şeyler para ile ölçülemeyenlerdir; huzur, ahlak, mutluluk, sevgi ve aile ortamı gibi… “ diyor @hayatiinanç
#aileiçinde kitabın yeni nesil gençleri ele alarak onların sorularına, sorunlarına kulak vererek yaptıkları röportajda istifade edeceğiniz çok güzel ayrıntılara, bilgilere, tatlı örneklere denk geleceksiniz. Meğer benim aklımda bir çok belirsizlik, bilinmezlik varmış da ben farkında değilmişim. Kış uykusu misali…
Niyet güzel insan niyet! Biz bunu unuttuk.
Ne için geldiğimizi ? Kime gideceğimizi ? Kimin rızasını önde tutacağımızı unuttuk… o kadar çok şeyi unuttuk ki.
Şair diyor ki;
Niyeti hâlis olunca kişinin /
Hayrolur âkıbeti her işinin.
İşte hayatın formülünü de buraya bırakmış bulundum
Herkese istifadeli okumalar dilerim
İntiharlar.!?
( Önce 1.kitabın incelemesini okursanız daha sağlıklı olur. Konunun anlaşılması adına) Ruhların Parmaklarının 2. Kitabı olan İntiharlar: Birinci kitaptaki kalan son yerin üstünden ne kadar geçtiği belli olmayan bir zaman diliminde geçmektedir. Bunu kitabın baş karakteri ve aynı zamanda kitabın yazarı Adnan'ın başından birtakım olaylar
