Her baba bir zamanlar oğuldu, oğulların çoğu gün geliyor baba oluyor ama kimileri geçmişte ne olduğunu unutuyor, diğerlerine de gelecekte ne olacaklarını anlatmanın yolu yok.
Her baba bir zamanlar oğuldu, oğulların çoğu gün geliyor baba oluyor, ama kimileri geçmişte ne olduğunu unutuyor, diğerlerine de gelecekte ne olacaklarını anlatmanın yolu yok.
Reklam
Resulullah (sas) 'ın vefatından sonra Ömer' in sözü:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat edince, Ömer b. El-Hattab kalktı ve şöyle dedi: "Münafıklardan birtakım adamlar vardır ki, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem 'in vefat etmiş olduğunu iddia ediyorlar. Halbuki Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ölmedi. Fakat o, Rabbine gitti. Musa b. İmran'ın gittiği gibi,
Sayfa 269 - (Siyer-i İbn-i Hişam)
Sevgili İrem, Bugün Akademi'deki altmış ikinci günüm ve ben sana bu satırları, diğer mektuplarımda da olduğu gibi odamdaki penceremin kenarından yazıyorum. Soyhan'daki evimde odamın penceresinden dışarı baktığımda, uzaktan da olsa evinizin bahçesindeki ışıklandırmalarını görür ve ne yaptığını merak eder ama yine de seni aramaz ya da
Harika cidden
BEHRÂM-I GÛR] Âlimler ve fazıllar İslamdan önce Farsça söylenmiş şiirler bulamadıkları gibi, şairlerin adlarını da bir yerde görememişlerdir. Fakat dillerde dolaştığına göre, Farsça ilk şiir söyleyen Behrâm-ı Gûr’dur.34 34 Behrâm-ı Gûr: On beşinci Sasani hükümdarı. Sürekli yabaneşeği avına çıktığı için gûr (yabaneşeği) sözcüğüyle bilinir. Ülkesinin yönetimini vezirlere bırakarak zamanını daha çok avlanmakla geçiren Behrâm-ı Gûr içki, eğlence ve kadına da düşkündü. Yine bir yabaneşeği avı sırasında bir çukura düşerek kaybolmuştur (ö. 438). Bu da şu sebeple olmuştur: Behrâm-ı Gûr’un bir sevgilisi vardı, ona Dil-Ârâm-ı Çengî derlerdi. Çok zarif ve nüktedandı, güzel huylu ve uygun hareketliydi. Behrâm ona âşıktı; ava ve gezmeye gittiğinde beraberinde götürürdü. Dil-Ârâm’ın da yanında olduğu bir gün ormanda bir arslana hücum etti. Arslanın iki kulağını tutup bağladı ve bu cesaretiyle son derece övündüğü için elinde olmaksızın dilinden şu mısra çıktı: Ben o azgın arslan ve filim. Behrâm’ın ağzından ne söz çıksa Dil-Ârâm’ın ona uygun bir cevap vermesi aralarında âdet olmuştu. “Bu sözüme ne cevap vereceksin” dedi Behrâm. Dil-Ârâm da şu uygun mısrayı okudu: Senin adın Behrâm’dır, baban da Ebû Cebele’dir. Bu söz, padişahın çok hoşuna gitti. Filozoflara gösterdi. Onlar da nazım hakkında bir kanun vücuda getirdiler. Fakat bir beyitten fazla söylemezlerdi.
belli :(
Nasir bir zamanlar Sultan'a layık bir oğuldu. Sultan da bir zamanlar Baba dediği bir adamdı. Sanki artık Sultan'ın içinde başka bir şeyler vardı ve Nasir'in bir zamanlar sevdiği o adamı yavaşça eritip yok ediyordu. Babasının gözlerinde bir parıltı, bir duygu, takdir ettiğini en azından bir parça olsun andıran bir şeyler görebilmek için Nasir her şeyi yapmaya hazırdı.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
334 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.