İnsanın yedekte bekleyen, gizli bir bilinci var. Berrak bilinç gerçekle yüzleşemeyeceğini anlayınca gizli bilinç ortaya çıkıyor ve berrak bilinci bulandırıyor. Unut diyor, öyle bir şey yok, olmadı, öyle bir söz söylenmedi, unut.
Sayfa 199 - Can YayınlarıKitabı okudu
180 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
yakupgok.blogspot.com "Yoğun koşturmalar içerisinde eve gittiğimde Fâtıma'nın yüzüne baktığım andan itibaren bütün dertlerimi unutuyorum." Hz. Ali ‘’Eğer Allah seni bana yazmışsa benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa ağlamaya lüzum yok.’’ Sezai Karakoç ‘’Allah sana evlen dedi. Boyundan büyük işlere bulaş,
Evlilik Ahlakı
Evlilik AhlakıMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20194,335 okunma
Reklam
Kısacası sevgi işte, Sevmek sevilmek.. İçten yürekten gönülden... Herkesin sevgisi daim olsun.. İnsanın düşünenleri olmalı, Merak edenleri,bekleyeni.. Hesapsız kitapsız değer verenleri, Uzakta olunca özleyenleri, Sesini duyunca sevinenleri olmalı Dualarına katanları, Kapısı,sofrası,gönlü hep açık olanları.. Kısacası; Beklentisiz olduğu gibi, Olduğun gibi sevenleri.kabul edenleri.. Adam dediğin tutmuyacağı sözü diline, Sevmeyeceği,kadını gönlüne koymaz..! Sevmek sevilmek işte böyle bir şey..
-Ben çoğu geceler içiyorum dedi. Şakağımdaki ağrıyı duymamak için, iştah açmak için diyorum ama değil biliyorum. Bir çeşit umutsuzluktan kurtulmak için içiyorum. Belki kendi kendimden. İki çeşit içen vardır. Biri benim gibi kurtuluşu içkiden beklemeniz utancıyla içer. Biri de şu çevredekilere bak. Bunlar neden içiyorlar? Toplum içinde yaşamanın baskısını,  yükünü hafifletmek için. Dışarda bağırmak, kahkaha atmak yasaktır. Sokakta hiç gülmemek için burda gülerler. Böylesi az içer. Ya ben? İçiyorum da kurtulabiliyor muyum? Belki yalnız baş ağrısından... - Ya içmediğin zamanlar? - O zaman ararım. - Hep arayacaksın sen. Ya resim ya kitap... -Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. -Anlamadım. -Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir Köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutanağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "- Veli Ağa'nın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini,  gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Sayfa 182Kitabı okudu
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Spoiler içerir!!! Büyüklerin çocukların yaptıkları şeyleri anlamaya çalışmadıklarına dair bir serzeniş var. Yazar, anlaşılmak için boa yılanının yuttuğu fili çizince de büyükler ona, "Bunlarla uğraşma tarih, aritmetik vs. çalış." diyorlar. Bu diyaloglar sanata değer verilmediğini gösteriyor. Çocuk da ressam olmaktan vazgeçiyor...
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Nilüfer Yayınları · 2017236,9bin okunma
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Reklam
680 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.