192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
*”Allah’ın kullarıyla hep barış yaptım,onlarla hiç savaşmadım. Nefsimle de hiç barışmamak üzere savaştım!” -Hasan Harakânî *“Onlar Allah’ı unuttular,Allah onlara kendilerini unutturdu.” Ne kadar derin bir anlam değil mi? İnsan nasıl kendini unutur Dünya hayatına dalarak,bu hayatın bir eğlenceden ibaret olduğunu düşünürek,ya da insan hiç
Sen Derviş Olamazsın
Sen Derviş OlamazsınMecit Ömür Öztürk · Timaş Yayınları · 0244 okunma
Cemre
"Şu cemre!" diyorum Hafız, "Hep havaya, suya, toprağa mı düşer? Biraz da Zemheri çökmüş gönüllere düşse olmaz mı?" Ne demiş şair: "Eskiden sadece kışlar soğuktu! Şimdi ise insanlar soğuk, yürekler soğuk!" O kadar soğuduk ki bir türlü ısınamıyoruz! Bahar gelmez oldu gönül yurdumuza! Kutuplar dahi ısınmaya başladı Ama bir tek insanlar bunu başaramadı! Ayaz vurmuş vicdanlarımızı, Çığ düşmüş gönüllerimizi Rahmetinle ısıt ya Rabbi!
Reklam
·
Puan vermedi
#SuatDerviş #İstanbulun #Bir #Gecesi #Sayfa280 Gülmüyor musun, gülemiyor musun? O halde git dünyanın gebeş karnına barut doldur. Ve patlat bu dünyayı... Herkese merhabalar Bugün sizlere Suat Derviş'in "İstanbul’un Bir Gecesi" adlı eserinin yorumu ile geldim. Anlatım tekniği çok hoş, alışılmışın dışında. Tek bir olayla başlayıp
İstanbul'un Bir Gecesi
İstanbul'un Bir GecesiSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2018202 okunma
Hanımına romantik olan erkeğin sonu;
Eski zamanlardan birinde bir yerde bir padişah varmış. Hep Hızır aleyhisselâmı görmek istermiş. Vezirlerine bu dileğini söylemiş. Onlar ise, “Sultanım, biz Hızır’ı bilmiyoruz ki bildirelim, görmüyoruz ki gördürelim, tanımıyoruz ki tanıtalım” demişler. Ama sultan, “İllâ ben Hızır’ı göreceğim” diye tutturunca vezirleri demişler ki: “Biz Hızır’ı
Sayfa 205 - Yazdığım en uzun alıntı bu olmalı
“Giydiğimiz cübbelerin anlam ve önemini çok iyi anlatan meşhur bir kıssa vardır. Yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen çağırtır ve yargılamaya başlar. Derviş kendini şöyle savunur: ‘Efendim, kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, teslim olacağını düşünüp üzerine atladım, bu esnada kanadı kırıldı.’ Müşteki kuş bu sözlere hemen itiraz eder ve şöyle der: ‘Avcı olsa hemen kaçardım. Onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez diye düşündüm.’ Hz. Süleyman bu sözleri haklı bulmuş ve ceza olarak dervişin kolunun kırılmasına hükmetmiş. Ancak yaralı kuş bu karara da itiraz etmiş ve demiş ki: ‘Efendim, kolunu kırarsanız iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi üzerindeki derviş hırkasını çıkarın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.’ Yargı mensupları olarak bu kıssadan çıkaracağımız hisse bellidir. Üzerimizdeki cübbeler, toplumun adalete güveninin sembolüdür. Bu güveni sarsacak, aşındıracak davranışlardan kaçınmak da göreve başlarken yaptığımız yeminlere sadakatin, ahde vefanın gereğidir.” O cübbeler adaletin, hukukun, güvenin sembolüdür. Yargıçların bir karar vermesi gerekiyor, ya o cübbeyi taşımasınlar, giymesinler ya da giydikleri o cübbelerin gereğini yapsınla
Sivas'ta "Deli Derviş" diye anılan, halk tarafından ermişliğine inanılan biri varmış. Doğan çocukları bu meczuba götürürler, onun gibi ermişlerden olması için ağızlarına tükürtürlermiş. Bir gün fazlaca tükürük harcamış, tükürüğü kurumuş olacak ki kızıp getirilen çocuğun anasına şöyle demiş: - Maya, mâye-i Muhammediyyeden olmadıktan sonra ağzına tükürsem değil ya, s... beş para etmez. Ağza tüküren meczup, ağza tükürtenlerden akıllıymış demek.
Sayfa 15 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Reklam
377 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.