Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
Yaşadığım total hayatta Almadan vermenin ,emek harcamadan elde etmenin kıymetini görmedim Gerçekten sevmediğim anlarla gönlümü eza etmedim Sevdiğimi saniyelerle yarışarak ifade ettim Ta ki gözbebeklerinin koyuluğunda kaybolana dek Bir dokundum,bir ah ettim Ama sevmekten hiç vazgeçmedim İnsanlığımın sınandığı her bir adımda Ruhuna dokunabildiğim kişilerin varlığı gücüme güç katmakta iken Bir lolipop şekerinin elime tutuşturulması yüreğimi meşk ediyor Bir etkiye direnebilme potansiyelim zaman zaman azalsa da vazgeçmek aklımdan bile geçmiyor Damarlarımdaki deli kansa bazen akayacağı yeri kestiremiyor Yaş aldıkça durulduğumu zannetsem de bir pırıltı gördüğümde durmak imkansız hale geliyor Bir sevgi meselesinde insan kendisini bazen tanıyamıyor Dengelerin değişmesi riskini göze aldıkça Krizlerin fırsatlara evrilmesini görmek mutlu kılıyor Kimsenin vazgeçilmez olduğu gerçeğini Kendisine de uyarlayarak bunu düstur edinmesi ise İnsanı özgür kılıyor... 27/8/2023 Pınar PEKĞÖZ
Reklam
Kitap, elinde tutabildiğin bir düştür.
Bi şiir!
Gurbet akşamları çökerken yine Aldatıp terk etmez eştir yalnızlık Tutunup sarılmak isterken düne Her gece gördüğüm düştür yalnızlık Ne ayın şavkı var ne doğan güneş Özlemler, sevdalar bağrımda ateş Bir ben tutamadım bir yıldızı eş
"Tanzimat aydınını Batılı aydından ayıran en önemli özelliği, ümmet aydını olmasıdır. (…) Pan-Osmanlıcı olan bu aydın gurubu aynı zamanda modern İslamcıdır. Bu nedenledir ki Tanzimat’ın bu müsavat (eşitlik) yapısına en keskin eleştiriler onlardan gelmiştir. Namık Kemal Islahat Fermanı ile sağlanan gayrimüslimlerin askerlik durumlarıyla ilgili
şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde... biz en iyisi bu fon eşliğinde biraz kitap okuyalım, iyi geliyor inan çok iyi geliyor... neden? diye düşündüm neden korkuyorum?. tam atlatmışken? gözlerimin içi terliyor sanki. uzun bir süredir yaşamanın dışında kaldım, ev içinde, kalabalıktan uzakta. o yüzdendir. ya da kitabın etkisidir, ne bileyim bastıran kardır, gördüğüm düştür... bir nedeni olmalı... nedense aklıma hep ölüm geliyor. böyle ne kırık , ne de anlaşılamamış gitmek istemiyorum Vera...
Reklam
❀•• Schopenhauer, kötü kitapların zihin için zehir mesabesinde olduğunu ve aklı harap edeceğini söyler. "İyi olanı okumak için kötü olanı hiçbir zaman okumamayı insan kendisine düstur edinmeli: Çünkü hayat kısa ve hem zaman hem dinçlik insan için sınırlı." diye yazar Okumak, Yazmak ve Yaşamak adlı kitabında. ❍ Rastgele okumalardan ziyade niyete ve maksada uygun kitapları bulabilmeliyiz. Amacımız sayı üstünlüğüne ulaşmak değil, gelişmek ve tekamüle ermektir. Bu nedenle nitelikli eserleri, iyi yazarları arayıp bulmalıyız. Kendimize yakın bulduğumuz, sevdiğimiz, beğendiğimiz, benim yazarım diyebileceğimiz üç beş yazarımız olmalı. Onları gerekirse dönüp dönüp okumalıyız. Bir dosta gider gibi varmalıyız yanlarına. Düşünerek, tefekkür ederek mütalaa etmeliyiz kitaplarını. Tekrar tekrar. İnşa böyle gerçekleşir. O zaman açarlar bize kapılarını. Kapı bir kez açıldığında artık bambaşka bir hayat başlar bizim için. Öyle değil mi? "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"✨ •| Diyanet Aylık Dergi / Nisan 2024 Sayı: 400 🌙
RİYAKARLIK
RİYA: GÖSTERİŞ MERAKİ Riya, Kur’an’da insanın yapıp ettiklerini gösteriş olsun diye, Allah’tan başkasının rızasını ve övgüsünü kazanmak veya bir çıkar elde etmek niyetiyle yapması anlamında kullanılmıştır. Kur’an, müminin yaptığı her işi Allah rızasını gözeterek yapmasını emreder. İçtenlikle Allah’a imanı düstur edinen mümin, tüm söz ve davranışlarında Allah’a, Resûlü’ne, O’nun (cc) Kitabı’na ve mümin kardeşlerine karşı samimidir. Hepsine içten duygularla bağlıdır. Bunun için Peygamberimiz, dinin samimiyetten ibaret olduğunu ifade etmiştir (Buhârî, Îmân, 42). Bu yüzden görsünler, duysunlar ve beğensinler diye davranmak müminin davranışı olamaz. İnanan için esas olan Allah’a bağlılıktır ve O’nun takdirini, beğenisini kazanmak için hareket etmektir. Peygamberimiz de bu hususla ilgili şöyle buyurmuştur: “Kim görsünler ve duysunlar diye iş yaparsa, Allah kıyamet günü onun maksadının gösteriş ve insanlara duyurmak olduğunu ortaya çıkarır.” (Buhârî, Rikâk, 36) Diyanet İşleri Başkanlığı
Kitap, elinde tutabildiğin bir düştür.
Çocuk ve ibadet
ÇOCUKLARI İBADETE ALIŞTIRMAK Peygamberimizin “Müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz, kolaylaştırınız zorlaştırmayınız.” (Buhârî, İlim, 12) tavsiyesi çocukları ibadete alıştırma konusunda öncelikli düstur olmalıdır. Evde cemaatle namaz kılarak çocuklara örnek olmak, duaların çocuğun duyabileceği şekilde sesli olarak okunması ve önce günde bir vakitle başlayıp daha sonra birkaç vakte çıkarılması namaz ibadetinin benimsenmesinde önemli adımlardır. Namazını kılan çocuğu teşvik edecek sözlerin söylenmesi, ibadetlerde devamlılığın sağlanmasına yardımcı olacaktır. İftar, sahur ve teravih çocuğun coşkuyla katılacağı Ramazan faaliyetleridir. Her yıl bir önceki yıla göre daha çok sayıda oruç tutması teşvik edilen çocuk, sorumluluk yaşına ulaştığında Ramazan orucunun tamamını tutabilecek bir irade kazanmış olur. Sevdiği oyuncaklardan arkadaşlarına hediye etmesi, harçlıklarını ihtiyaç sahibi çocuklarla paylaşması teşvik edilerek çocukların merhamet ve dayanışma duyguları da güçlendirilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
Barış özcan
Kitap okumanın faydaları.. Empati yapmayı geliştiriyor.. bibliyoterapi? youtu.be/O04_SXPuIv4?si=... Kitap, elinde tutabildiğin bir düştür.
Özledim.. Yanıklık canıma değdi.. Özledim, yıllarca daha özlerim. Hasret türkü olsa, ben onu çalsam, Kırılıp giderdi nice sazlarım.. Yatın ümitlerim, uykuya yatın! Bitin hasretlerim, tükenip bitin! Ayrılık ateşi çetinmiş, çetin; Onunla dikleşir bütün düzlerim. Yanımda sanırım, bakarım düştür; Güldüm zannederken gözlerim yaştır. Umduğum ne varsa hepsi de boştur; Yine de bekliyor onu gözlerim. Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar; Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler. İçimde bir bülbül şakıyıp çiler: Özledim, yıllarca daha özlerim... Hüseyin Nihal Atsız.
Günün Şafağında
Kenetlenmiş anaforun bıçak yüklü gövdesi, vicdanımızı biçerek, kanımızda billurlaşıyor... Direnen insanlıksa, bir pervasızlık buudunda yapayalnız gözüküyor, bön tavırların anlayışsızlık hududunda... Kaybolan haysiyet; gözleri kan çanağına dönmüş karanlığın bir tutamlık aydınlığında, gırtlak hela arasında kesintisiz; ahlaki zaaflı neferlerini konuşuyor... Sonlara doğru yaklaşırken anlaşılıyor; fayda yok, yanlıştan doğruya; galip geliyor insanlık... kaybederken bizler, anlayamamıştık; silinecek ve muhtemelen ezilecektir tenimiz. Kanayacak daima yaramız, ellerimiz kaldıramayacak çelik yükü; son süratte biçecek düstur, kimliğimizde afallatacak bizleri! Kaçınan ve bizi bulmasın istenen; bir yalancıyı gövdesinden, ansızın yakalayacak! Yukarı aşağı şehirlerinde dolandığımız hayat, ramak kala yanımızda dayanarak, kalbimizin ta ortasında; nefretimiz, hıncımızda kaybolacak...
@burakdamarofficiial
Kelime mâkamına bulunmak için çağırıldım. Mâkâmda mâna aradım, bir mânanın içinde göstereni bulmak için gölgelerin izlerini aradım. Acziyet makamında bir mâna var oluşları sergilerken, mâna kelimeleri düstur ettiğini gördüm de geçirdim. Kelâm bulunurmuş bir mâna da hoş karşılanır, düstur mâkamına buyrulunurmuş... Bulundum kapısında, acziyetime tutundum. Kelimeler mâkamı ile yetindim. Oysa,kelimeler bir mânayı bir mâkama taşırdı. Taşınmak istemedim. - Burak Damar 🖊 Devamı için; Instagram: burakdamarofficiial
1.182 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.