Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
4. Nesnenin Yönünü Şaşırttığı Ontoloji
O halde materyalizm için şöyle bir formülasyon iyi olabilir: Materyalizm çelişkilerin düşünülmesi biçiminde ilerleyen düşünmedir. Psikanalizin materyalist bir kuram (ve pratik) olmasının sebebi de budur: Başlangıç noktası bir problem/güçlük/çelişkinin düşünülmesidir, dünyayı özneden bağımsız haliyle düşünme çabası değil.
Sayfa 182-3Kitabı okudu
Tecavüz bir vahşettir. Feministler tecavüzü bir cinsel eylem olmaktan çok, bir şiddet suçu olarak yeniden tanımladılar. Bu basit formülasyon, popüler pornografiden akademik yayınlara kadar literatürün her türlüsüne hakim olan, tecavüzü kadının en derin arzularının gerçekleştirilmesi sayan görüşe karşı koymak için geliştirildi.
Reklam
Bir Formülasyon
k; keder, e; eyleme gücü, d; düşünme gücü s; sevinç olmak üzere: d.k = e (i) ve, d.k = s (ii). Öyleyse; e=s (iii). Aynı zamanda; e=d/k (iv) ve s=d/k (v). i: Düşünme gücü artarken, keder azalır ve eyleme gücü artar. ii: Düşünme gücü artarken, keder azalır ve sevinç artar. iii: Eyleme gücü artarken, sevinç de artar. iv: Eyleme gücü; düşünme gücü bölü kederdir. v: Sevinç; eyleme gücü bölü kederdir.
Sayfa 28 - Henidik Dergi/Sayı 8
Grek düşüncesindeki, Varlık ('hareket etmeyen hareket ettirici') ya da İlk Sebep, ('kendi kendini düşünen düşünce') fikirleriyle karşılaşınca, Varlık problemini temellendirme ve farklı açılardan ele almanın lüzumu zuhur etmiştir. Mevcut perspektif ışığında şimdi yapılması gereken, bir yandan Tanrı'nın var olduğunu, öte yandan da Varlık'ın var olduğunu konumlamaktan başka bir şey değildir. Bu formülasyon, modern düşüncede teoloji ile felsefenin neredeyse ayrılamazlığını ima ediyordu. Nitekim rasyonel teoloji veya felsefi ilahiyat olarak isimlendirilen Descartes, Leibniz ve Spinoza gibi düşünürlerin yazıları hep bu problem ekseninde dönmüştür.
Dişi "hepsi-değil" şeklindeki meşhur formülasyon, yani kadının tümü, "tamam''ı diye bir şey olmadığı ya da kadının Bir olmadığı şeklindeki önerme, temelde yalnızca dişil varlık sorusuna değil, bizatihi varlık sorusuna verilmiş bir yanıttır. Bir bütün halinde birleştirilmeye karşı koyan sadece dişil varlık değil, genel olarak varlıktır.
2. Sapkın, Jouissance Hakkında Ne Bilir?
Lacan'ın sapkınlık tanımlarından biri -bu tanımların tümü günceldir çünkü herhangi bir çelişki yoktur- sapkının kendisini Öteki'ndeki boşluğu tıkamaya adadığı şeklindedir. Bu formülasyon kritiktir çünkü bu konum nevrotiğin "Öteki'ndeki eksik hakkında bir şey bilmek istiyorum." konumundan farklıdır; bu "Öteki'nde bir eksik olduğunu biliyorum ve bu eksiği tıkamak istiyorum." konumudur. Bu Öteki'nin kastrasyonuna ilişkin bir kaçış değildir. Öteki'nin kastrasyonu meselesinden kaçmak ve kastrasyonu aşkla telafi etmek nevrotiğin fantazmıdır. Bu klasik histerik konumdur. Baba için olan aşkla histerik, eksiğin var olmadığı Bir'i oluşturur. Bu, sapkının Öteki'ndeki boşluğu tıkamasından tamamen farklı bir yoldur. "Öteki'ndeki eksiği tıkamak," kastre edilmemiş en az bir tane Kadın'ın varlığı ile bağlantılıdır. Sapkınlığın tüm tanımları bir yandan var olmayan Kadın'ın varlığıyla (sapkınlıkta bu Kadın vardır), diğer yandan Tanrı'ya ilişkin formülasyonlarla bağlantılıdır.
Reklam
2. Sapkın, Jouissance Hakkında Ne Bilir?
Lacan'ın sapkınlık tanımlarından biri -bu tanımların tümü günceldir çünkü herhangi bir çelişki yoktur- sapkının kendisini Öteki'ndeki boşluğu tıkamaya adadığı şeklindedir. Bu formülasyon kritiktir çünkü bu konum nevrotiğin "Öteki'ndeki eksik hakkında bir şey bilmek istiyorum." konumundan farklıdır; bu "Öteki'nde bir eksik olduğunu biliyorum ve bu eksiği tıkamak istiyorum." konumudur. Bu Öteki'nin kastrasyonuna ilişkin bir kaçış değildir. Öteki'nin kastrasyonu meselesinden kaçmak ve kastrasyonu aşkla telafi etmek nevrotiğin fantazmıdır. Bu klasik histerik konumdur. Baba için olan aşkla histerik, eksiğin var olmadığı Bir'i oluşturur. Bu, sapkının Öteki'ndeki boşluğu tıkamasından tamamen farklı bir yoldur. "Öteki'ndeki eksiği tıkamak," kastre edilmemiş en az bir tane Kadın'ın varlığı ile bağlantılıdır. Sapkınlığın tüm tanımları bir yandan var olmayan Kadın'ın varlığıyla (sapkınlıkta bu Kadın vardır), diğer yandan Tanrı'ya ilişkin formülasyonlarla bağlantılıdır.
Öyleyse her iki formülasyon da doğrudur: “Gerçek, çünkü yararlı!” ya da “Yararlı, çünkü gerçek!” Bir fikrin doğrulanması ve amacına ulaşması da işte bu noktada karşımıza çıkar. Gerçeklik bir fikrin doğrulanması sürecidir. Fayda ise fikrin deneyimimizdeki fonksiyonudur. Fikirlerin gerçekliği fayda baz alınmadığı sürece ayırt edilemez ve bir kategori oluşturamaz.
Bir Formülasyon
Spinoza'nın bize sunmaya çalıştığı reçeteleri, biraz muziplik yaparak, matematiksel olarak şu şekilde formüle edebiliriz: k; keder, e; eyleme gücü, d; düşünme gücü ve s; sevinç olmak üzere; d.k=e (i) ve, d.k=s (ii). Öyleyse; e=s (iii). Aynı zamanda; e=d/k (iv) ve s=d/k (v) i: Düşünme gücü artarken, keder azalır ve eyleme gücü artar. ii: Düşünme gücü artarken, keder azalır ve sevinç artar. iii: Eyleme gücü artarken, sevinç de artar. iv: Eyleme gücü, düşünme gücü bölü kederdir. v: Sevinç, eyleme gücü bölü kederdir.
Sayfa 28 - Özgecan ŞekerciKitabı okudu
78 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.