Ben kendimi bir soysuzun gözünde öldürtmüşüm,
Dünya denen gemide limana varmışım,
Ne suyunda tad ala bildim;
Ne havasında yâr bula bildim,
… +341
Satranç
Güneşli bir günden herkese merhaba,
Bugün sizlere Stefan Zweog ‘ın Stranç kitabını anlatacağım.
Kitabın Konusuna gelcek olursak; New York’tan- Buenos Aires’e gitmekte olan yolcu gemisine ünlü Stranç oyuncusu Mirko Czentovic biner. Anlatıcının dikkatini çeken Mirko Czentovic’le tanışmak ister. Fakat Mirko Czentovic tanışmaya çok sıcak bakmayan ağırkanlı, konuşkan olmayan bir çocuktur. Fakat anlatıcı onunla tanışmayı kafaya çok takmıştır ve gemide bir Stranç partisi düzenler. Anlatıcı ve McConnor adında bir adam Stranç oynarken yanlarına Mirko Czentovic yaklaşır. Bir göz gezdikten sonra Stranç oynanan odadan çıkar. Anlatıcı McConnor Mirko Czentovic’in dünya Stranç şampiyonu olduğunu söyler ve bizi takmadı bile der. McConnor çok hırslanır ve Mikro Czentovic’le oynamak ister. Mirko Czentovic para karşılığında bu teklifi kabul eder ve Ertesi gün oynadıkları sırada Dr.B adında bir adam Stranç oyununa katılır ve tam McConnor kaybedeceği sırada berabere kalmalarını sağlar. McConnor Dr.B ile Mirko Czentovic’in Stranç oynamasını ister. Fakat Dr.B bu teklifi reddeder. Dr. B yi İkna etmesi için bizim anlatıcıyı yanına yollarlar ve olaylar ondan sonra başlar. Dr.B aslında kimdir? Strancı nasıl bu kadar iyi biliyordur? Neden Stranç oynamak istemez?
Kitaba yorumum; İlk 30 sayfasında gerçekten inanılmaz sıkıldım herhalde bu kitabı okuyamayacağımı düşündüm. Ama 32. sayfada kitap bir akıcı olmaya başladı nasıl sonu geldi kitabın anlamadım bile….
Benim kitaba puanım: 4,5/5♟️
Mektubat/ Risale-i Nur
Ey insan! Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenâsını düşünüp hüzne düşme. Yalnız dünyevî, ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki, o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-ı Kayyûma aittir. Masarıf ve levazımatını O tedarik eder. Ve o hayatın pek kesretli gayeleri ve neticeleri var ve Ona aittir. Sen o gemide bir dümenci neferisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat sefinesi ne kadar kıymettar olduğunu ve ne kadar güzel faideler verdiğini ve o sefine sahibi Zâtın ne kadar Kerîm ve Rahîm olduğunu düşün, mesrur ol ve şükret. Ve anla ki, vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netâic, bir cihetle senin defter-i a’mâline geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder, seni ebedî ihyâ eder.
İki resim/ Bir Hadis-i şerif! “Hikmet” budur.
Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kurallarına uygun yaşayanlar ile bu kuralları ihlâl eden kimselerin durumu, bir gemide yolculuk eden ve yerleri kur'a ile belirlenmiş iki grup insanın durumuna benzer.
Bunlardan bir kısmı geminin alt, bir kısmı da üstünde yolculuk ederler.
Alttakiler su ihtiyaçlarını karşılamak için üsttekilere bağımlıdırlar.
Alttakiler suya ulaşmak için yukarıdakilere muhtaç olmaktansa geminin altında bir delik açıp suya ulaşmak için karar aldıklarında; eğer yukarıdakiler aşağıdakilerin bu basiretsiz kararına engel olmazlarsa, dibi delinen gemidekilerin hepsi birlikte helâk olurlar. Ancak engel olurlarsa hepsi kurtulmuş olurlar."
Sahih-i Buhari Muhtasarı (3 Cilt Takım)
Günaydın +30
Mavi yolculuk
Nöbet tutuyor kalbim
Kalmadı artık halim
Olurmusun? mavi gözlerinle benim sahilim
Elini tutmak icin bekliyor bak ellerim
Sensizlikte ağlamaktayım
Senden bir soluk uzaktayım
Ne arıyorsun başka ellerde
Oysaki aşkım nam salmış dilerde
Adını yazdım sayfalara yaprak yaprak
Özlüyorum seni hatırlayarak
Her geçen gün hatıralar daha az can acıtıyor
Unutmaki günler hızlı geçiyor
Karşılaştık bir gemide
Ağzımdan çıkan son cümle
Seninle giderim cehenneme
Denizin derinliklerinde sonsuza dek birlikte
