Eksik bir şey var. O akşam da eksik bir şey vardı. Tüm yaşamım boyu eksik bir şey vardı. Hiçbir zaman bulup çıkaramadım.
Sayfa 57Kitabı okudu
Dünyayı sevenler dünya işleriyle meşgul olup, ahireti unutanlar gemide bulunup,bir adaya yanaşıp kazâyı hâcet taharet için dışarı çıkanlar gibidir. Kaptan bağırır ve der ki “hiç kimse fazla kalmasın, temizlikten başka bir şeyle de meşgul olmasın gemi hemen kalkacak.”Onlar adaya dağılırlar. Akıllı olanlar çabucak temizlenip geri dönerler. Gemiyi boş bulup daha güzel bir yer tutup otururlar.Diğer bir grup adamın güzelliğine şaşar kalırlar, onu seyre koyulurlar, onda ki çiçeklere tatlı tatlı öten bülbüllere, etraftaki süslü çakıl taşlarına bakakalırlar. Geri dönünce gemide rahat bir yer bulamazlar dar ve karanlık bir yerde otururlar. Oranın sıkıntısını çekerler.Diğer bir grup yalnız bakmakla kalmayıp ada'nın çakıl taşlarını ve çiçeklerini toplarlar ve beraberinde götürürler ve gemide yer bulamazlar. Dar ve sıkışık bir yerde otururlar. O çakıl taşlarını omuzlarının üzerinde taşırlar.Bir iki gün geçince o güzel renkler solar ve kararır, onlardan nâhoş kokular gelmeye başlar. Atacak yer bulamazlar,pişman olurlar. Onların yükünü ve sıkıntısını omuzlarında çekerler. Bir başka grup ada'nın güzelliğine şaşırıp kalırlar gemiyi kaçırırlar, kaptanın sesini duymazlar. Ve adada kalırlar. Bazısı açlıktan ölür,bazısını yırtıcı hayvanlar öldürür. Birinci grup takva sahibi müminlere benzer, sondaki gruplar ise kafirlere. Zira kendilerini ahireti ve Allahû teâlâyı unuttular, bütün varlıklarını dünyaya verdiler.“Ahirete nispetle dünya hayatını daha çok sevdiler."
Sayfa 65
Eksik bir şey var.
O akşam da eksik bir şey vardı.
Tüm yaşamım boyu eksik bir şey vardı.
Hiçbir zaman bulup çıkaramadım.
Hiçbir zaman bulup çıkaramadım, değil mi?
Bu eksikliği mi aramaya döndüm bu eve?
Bu yaştan sonra? Bulsan ne çıkar? Bulsan da artık neye yarar?
Neyi doldurursun? Hangi boşluğu? Boşluklardan hangisini?
Hangi bir boşluğunu delik deşik yaşamının?
Sayfa 57Kitabı okudu
Kendini yabancı bir gemide, karanlık bir gecede, tanıdık olmayan bir güvertede el yordamıyla ilerlemeye çalışan bir denizciye benzetti.
