New York’tan, Buenos Aires’e gitmekte olan bir gemide geçiyor hikaye. Nazi döneminde hücrede işkence çeken birinin askerin paltosunun cebinden düşen satranç kitabıyla esaret günlerini yenmesi. Eser yazarın tamamlanmış son kitabı olma özelliği taşıyor. (Clarissa yarım kalmıştı) Yazar Stefan Zweig daha sonra eşiyle beraber intihar etmiştir...
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,5bin okunma
Leyla ile Mecnun küfür etmeyenlerin dizisidir. Kalp kırmayanların. Zeki insanların. Üşengeç insanların. Çay içilir mesela. Öyle fincanda değil çay bardağında. Üzüme düşülür çünkü içki içilmez. Sigara içilmez sakız çiğnenir. Bedua edilmez. Pis denir. Pislik herif denir. Tuvalet terliği denir. Poşet denir. Kulpu kırık çaydanlık denir. Aile vardır bir kere dizide. Kendi kanalından, kendi belediyesine tut dizilere, programlara dahi apaçık gönderme yapılır. Birde... Alacakaranlık tarzı vampir kitaplarının ya da o tarz saçmalıkların Edebiyat katili olduklarını öğretti. Şiir okumayı sevdik, adamlığı, arkadaşlığı öğrendik. Ve en güzeli hiç susmayacakmış gibi ağlarken ve birden kahkahalar attırıyordu ya onu sevdik. Beklemeyi sevdik be! Bizimde o gemide bir beklediğimiz olduğunu öğrendik. Ve dedik ki o gemi gelecek. "O gemi mutlaka bir gün gelecek."
Önce her incelememde olduğu gibi kitabın yazarında biraz bahsetmek istiyorum.
Alexandre Dumas , Fransız bir yazar.1805-1870 arasında yaşamıştır.Macera kitaplarında tam bir üstad.Eserlerinin 200 den fazla filmi yapılmıştır.Tiyatro ve gezi ile de ilgilenmiştir.100.000 sayfayı geçer onun tüm eserlerinin toplamının sayfa sayısı.Paris te Tarih Tiyatrosununda
'Sevgili dost, bir kitabı okurken insanın canı acır mı?..'
Acıdı... 9 yaşındaki Cahide ve Kaya. İkisi de 9 yaşında. Hani herkesin dünyasının renkli vakitleri; cıvıl cıvıl, parlak, rengarenk... Ama bu çocukların dünyası karanlık sulara gömüldü. Son saatlerinde gördükleri mavi renk yuttu ve siyaha götürdü onları. Mustafa Bal, 9 yaşındaki kızı
Cengiz Aytmatov benim için edebiyatta her zaman bambaşka bir başlık olacak, hiçbir başlık altına dizemeyeceğim, hiçbir kategoriye sokmak istemeyeceğim ve buna yakıştıramayacağım bir kişi. O kadar keyif alıyorum, öylesine içine girip, öylesinde yaşıyorum ki eserlerini... Bu zevki bu hisleri gerçekten kimseye anlatamam. Bir de bulunduğu toprakların
Stefan Zweig'in kitapları arasında ayrı bir yerde gördüğüm, duygusal yoğunlukları bireyler üzerinden ve çevresine etki silsilesi açısından çok iyi bir şekilde aktardığı kısa bir romanıyla karşı karşıyayız. Zweig'in bir duygu üzerinde yoğunlaşıp bu duyguyu abartılı yaşadığını ve karakterlere bu şekilde aktardığını, bunun gerçeklikle
“O benim her sabahki uyanma sebebimdir. Uyumadan önce son şeyim, uyandığım zamanki ilk şeyim. Eğer yaşıyorsam, onu bulma arzusudur beni hayatta tutan..” (alıntı).
İskender Pala’nın son kitabı, ve yazardan okuduğum 8. kitap. 20 Yıl önce başlayan Müslüman Dülger Bahşı ve Hristiyan papazın kızı Kaknusia’nın aşk öyküsü. Olaylar Osmanlı dönem padişahı I.