Ne kadar da güzel bir eserdi böyle.
Kitabın ana konuları olan dostluk, aşk, savaş, acı, sadakat gibi duyguları bu kadar sade anlaşılır bir dille yazması Cengiz Aytmatov'a olan hayranlığımın temel nedenidir. Böyle bir üslup ile bir savaş bu kadar mı güzel anlatılır.
Şu şekilde başlıyor bu güzel kitap;
Oldukça yorgun, yaşlı bir kadının bir savaşın ardından annesi bildiği, sevdiği, uğruna çabalayıp didindiği toprakla konuşmasıyla başlıyor. 2. dünya savaşı ardından oğullarını, kocasını, gelinin kaybetmesinden dolayı dertleşebileceği tek varlık toprak kaldı Tolganay ananın. Anlattıkça anlattı, o anlattı biz ağladık, o anlattı biz bir savaşa şahit olduk, o anlattı biz bir kadının nelere dayanabileceğini öğrendik, o anlattı biz acıyı yaşadık ve daha nicesi duyguyu hissettik.
Karakterler arasındaki o bağ, Tolganay ananın sadakati, mücadelesi, kocasına olan sevgisi, yaşadığı evlat acısı, ailesini tek tek kaybetmesi ve daha birçok duygu gerçekten muhteşemdi.
Fazla söze gerek yok bence okuyun, okutun bu güzel eseri.