Mısır'da -veya İslam dünyasında- kadının özel bir sorunu yoktur. Gerçek sorun, toplumun İslam'ın özünden kopmasıdır. "İnanç geri kalmışlığı" dediğimiz de budur işte. Hayatın bütün aşamalarındaki gerileme, bu inanç geri kalmışlığından kaynaklanmaktadır. Bunun tedavisi ise -bütün her şeyin tedavisinde olduğu gibi- İslam'ın özüne dönmek ve bu aşağılık gericilikten kurtulmaktır.
Sayfa 19Kitabı okudu
Kadın olmak başlı başına bir ihtilaldi. Her gün bir zihni fethedip varlığını olduğun gibi kabul ettirmekle geçen gündelik ama sonsuza kadar süren bir ihtilal. Her gün yeniden başlayan , hiç bitmeyen bir direniş. İnsan yerine konulmanın savaşı! Kendi kadınlığından bihaber, dekolte vitrini gezinen birçoklarının arasında engellere rağmen ilerlemeye çalışılan bir yoldu kadınlık. Herşeye rağmen kadın kalabilmekse en büyük zaferdi! Çünkü dünyanın en çok kadınlara ihtiyacı varken, sadece üç beş abazan aç bırakılmış cinselliklerine mazaret arıyor diye, objeleştirilen kadının tüm varlığını hayattan çekip saklanması hayata ihanet değil miydi? Kadının görev almadığı bir toplum köleliğe hizmetteydi.
