Kürt edebiyatının, ağırlıklı olarak sözlü edebiyat geleneğine yaslanmasının önemli bir nedeni sosyolojik ve tarihi realitelerdir. Dağlık coğrafya, göçebe yaşam ve feodal ilişkiler Kürt edebiyatının sözlü alanda daha yaygın bir biçimde serpilmesine zemin hazırlamıştır. Öte yandan Kürt dilinin gördüğü baskılar, Kürtçenin eğitim dili olarak kullanılmayışı gibi harici etkenler yazılı edebiyatın gelişimini olumsuz etkilemiştir. Sözlü Kürt edebiyatı; hikâye, masal, atasözü, bilmece, anı, efsane ve destan gibi birçok türü içinde barındırır. Sözlü Kürt edebiyatının temel kaynakları; aşk, savaş, günlük hayat, aşiretler arasındaki ilişkiler, göç, kahramanlık, doğal yaşam betimlemeleri ve Mezopotamya mitolojisinin zenginlikleridir. Bu bağlamda anlatıların kahramanları; devlerle savaşan yiğit ve yakışıklı gençler, kurnazlar, çirkin ve korkaklar, âşıklar, güzel kızlar, yabani hayvanlar, av meraklısı iyi (ya da kötü) yürekli mirler (beyler), dostluklar ve ihanetlerdir
Sözlü edebiyatın hem kaynağı hem de muhatabı toplumdur. Yüzyılların birikimi ile oluşan insanlık kültürünün doğal bir şekilde ortaya çıkan iletişim ve paylaşım alanı olduğu için sözlü edebiyat bir yandan toplumdan beslenirken, öte yandan toplumu besler. Sözlü Kürt edebiyatı ürünlerinde hayat tecrübeleri aktarılır, ortak acılar ve sevinçler dile
Kürtlerde yiğitliğin yüceltilmesinin, savaş aletlerinin ve atlara bağlılığın örnek bir destanı olan Kerr û Kulik, iki kardeşin yaptığı kahramanlıkları anlatır. Kerr Kürtçe’de sağır, Kulik (Kulek) ise aksak, topal anlamlarına gelir. Destanın giriş kısmı düz, sonraki kısımları manzumdur. Giriş kısmı, klasik destan formuna uygun olarak özetleyici bir