"Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvanî ve nefsanî hislerinizi terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz." (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 2:29; İbn-i Hâcer el-Askalânî: "Senedli, vesikalı bir hadis değil derim" demiş, Ali el-Karî ise: "Mânâsı doğrudur" demiştir.)
Ölmeden önce ölmeyi başarmak, seçkin insanlara mahsus. Bizlere
Sezai Karakoç’un kitap olarak yayımlanmamış olmasına rağmen Diriliş dergisinin son döneminde kaleme aldığı hatıraları yakın dönemimizi okumada ve anlamada bize önemli referanslar sunar. Karakoç, hatıralarının daha ilk sayfalarında insanın kendisini anlatmasını “şehirleri, toplumu, çağı” anlatmak olarak gördüğünü yazar. Karakoç, bugün için önem
Bu sene inzivada iken ve hayat-ı içtimaiyeden çekildiğim halde bazı Nurcu kardeşlerimin ve hemşirelerimin hatırları için dünyaya baktım.
Benimle görüşen ekserî dostlardan, kendi ailevî hayatlarından şekvalar işittim.
"Eyvah!" dedim.
İnsanın hususan müslümanın tahassungâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır.
Bu da mı