Yıl 1942... İkinci Dünya Savaşı’nın en karanlık günleri yaşanmakta... Avrupa boydan boya faşizmin boyunduruğu altındadır. Sovyetler Birliği’ne saldırısının ikinci yılında, hızla Kafkasya’daki petrol yataklarına ilerleyen Nazi Ordusu’nun önüne son bir engel çıkmaktadır: Stalingrad şehri. Son direnç noktası.
Haritada bir noktadan fazla bir yer kaplamayan bu şehir, kelimenin tam anlamıyla faşizme karşı direnmenin sembolü haline gelmiştir. Nazi işgali altındaki Paris’ten, Prag’a, Varşova Getto’sundan, toplama kamplarından, Yugoslavya dağlarından; SSCB’nin diğer şehirlerine, hatta Londra’ya, Washington’a dek tüm dünyanın nefesini tutarak sonucunu beklediği bir çarpışmadır, Volga nehrinin kıyısında yaşanan çarpışma. Stalingrad savaşı, Nazilerin o ana değin aldıkları en büyük yenilgidir ve her yerde coşkuyla karşılanmış, umut ışığı olmuştur.
bir kar parçası gibiydi. hiçbir hikâyesi yokmuş gibi. olağandışı görüntüsüne rağmen bir karınca kadar sıradan duruyordu. üç duvarı beyaz salonda gözden kaybolacak kadar beyazdı. ama koma görünüyordu. çünkü ruhu petrol kadar siyahtı.
GÜNLÜK KAPAK HİKAYESİ
Metals Co.'nun uzaktan kumandalı toplayıcısı, Pasifik tabanından bin ton patates büyüklüğünde nodül topladı. METAL ŞIRKETI'NIN IZNIYLE
Bitkisel ve hayvansal maddeler milyonlarca yıl önce olduğu gibi bugün de bakterilerin faaliyetleriyle ayrışıyorlar. Okyanusun altındaki organik maddelerden oluşan tabaka, altındaki tabakalara her çarptığında basınç su moleküllerini kovdu. Tortularda çoğu hidrokarbonlardan (her karbonun oksijenle doyurulduğu uzun karbon zincirleri) oluşan yoğun bir karbon bileşikleri karışımı birikti. Milyonlarca yıl boyunca basınç hidrokarbonları yeryüzünün derinliklerine itti ve onların kahverengi-siyah bir katıya dönüşmesine neden oldu. Bu maddeden alınan bir parça, mikroskop altında incelendiğinde bitkiler, deniz omurgasızları ve kabuklarla birlikte fosilleşmiş bakteriler görülür (fosil yakıtların adı buradan gelir).
Sert, siyah malzemeden petrol oluşması için belirli bir bileşimde organik bileşikler, basınç, zaman ve etraftaki kayalara ait bir özellik gerekir. Basınç organik maddeyi, sıcaklığın 80'C'ye kadar ulaştığı dünya merkezine itti. Bir süre sonra sıcaklık ve basınç siyah kayayı sıvılaştırdı (hidrokarbon zincirleri kırıldı ve daha küçük zincirlerin heterojen bir karışımı meydana geldi). Daha sonra basınç sıvıyı etraftaki kayaların gözeneklerine itti. Sıvı gözeneklerin arasında sıkışınca bakterilerin hücre zarlarındaki bileşenler sıvıyla karıştı ve sivının suyu itme özelliğini artırdı. Tüm bu işlemler ham petrolü oluşturdu.
Bu savaş yoksul Arap ülkelerinin saldırgan İsrail'e karşı yaptığı bağımsızlık savaşıdır.
(...)
Bu savaşın uzaması, Ortadoğu ülkelerinin değil, petrol sömürüsünü sürdürmek isteyen ve iki tarafa da silah satan emperyalistlerin yararınadır.
“Batı hiç bir vakit adil olmamıştır.
Yükselişlerinde masumların kanı vardır.
Düşüşlerine de masumların gözyaşı sebep olacaktır.”
Siyonizm nedir ?
Siyonizm, İsrail diyarında Yahudi halkı için bir memleket kurulmasını destekleyen bir uluslararası siyasi harekettir.
Siyonizmin babası olan Theodor Herzl ile başlayan “siyonist hareket”
Meclis'i dost kadehlerinde dizqinlenir acılarımız. Anlattıldıkça anlatılası gelir gözü kırmızı adamın, agah makamında yayık hikayesi. Takdiri bellidir dertlerimizin, en ucuzlukçu müzaide tokmaklarında. Satıyorum satamadım denilir. Bitirilir sürrealist eserin açık arttırması. İntihar eden ressama aitliği tartışılmayan ucuz bir eser satılır. Bir kargaşada kurulan, giyotin sehpası trejediler anlatılır. En yaşlı profesörün hayat derslerinde. İçkiler boşalır bardağın dolu tarafından bakmayan vizyonsuz misyonere. İnançlar derlenir fihristli ve tarihsiz ajandalarda. Kargaşa içindeyim kafamda rüzgarın sessizliği. Napolyon savaş açmış bir Arap petrol zenginine. Japon balığı taciri bir Tacik, en fakir müktecilik hikayelerini anlatır Ortadoğulu bir evin kahveli sohbetlerinde.Dedim ya yaşamak kadar aptalca düşünceler var uykulu hallerimde. Ayık kaldığım sürelere kurşun sıkıyor ayıkladığım anılar. Neyse ne ben yazdım uzun uzun, mahkemelerde verilmeyen hükümlerin infazına katlanışımı. Yaşayın efendiler yaşayın gıybeti bol, husumeti çok dünyayı. Ben bir rüya görüp çıkıcam kabusa uyanmadan.
Ali ve Nino / Kurban Said
Selam arkadaşlar,
Birkaç gündür okumaya çalıştığım bu kitabı büyük bir hevesle almıştım.
Fakat benim için inanılmaz yorucu bir okuma süreci oldu. Kendi adıma belirtmeliyim ki pek sevemedim.
Okurken sık sık kopukluklar yaşadım. O yüzden daha fazla yorum yapamayacağım ya da öyle çok özenli.
Kitabın arka kapağında
İyice alıştım kitabın ortalarında incelemelerimi yazıp okudukça eklemeler yapmaya. Böyle daha etkin kullanıyorum 1K'yı ve okurlara saygısızlık olmasın ama sık sık da düzenleyeceğim sanırım. Bana bir Sennur Sezer aşkı geldi akşam akşam açıklayamam, geri dönüp tekrar tekrar okudum şiirleri bu akşam, alıntılar düzenledim tek tek. İşsiz değilim,
Tarih okumak insana en çok da şunu öğretiyor; insanın ne kadar unutkan olduğunu. Dünya savaşlarını nasıl unuttuğumuzu, katliamları nasıl unuttuğumuzu...
Tarihçi Timothy Snyder bu kitabında geçmişteki bazı Tiranlık tecrübelerinden bugün için dersler çıkarmış. Toplamda 20 maddede özetlediği dersler o kadar güncel, o kadar geçerli ve akılda kalıcı
Presstij Çizgi Roman tarafından yayınlanan Wolverine vs Punisher toplama cildinin içeriğini detaylı olarak incelemeye çalışacağım.
480 sayfalık bu eser prestij tarafından iki farklı kapak ile 16.8 x 25,7 cm orijinal Amerikan boy şeklinde basıldı. İç sayfalar kuşe yerine 1.hamur kağıt kullanılmış ve bence iyi de olmuş. Standart sıvama sert kapak,
Yasal uyarıdır bu kitapların hiçbirini okumadım konusu ilgilimi çektiği için okuma listeme alınmıştır yasal uyarı bitmiştir
1) Tevrat
2)İncil
3)Kuran
4)Osmanlı'nın Düzeni (Doğan Avcıoğlu)
5)Tarikat,Siyaset,Ticaret (Uğur Mumcu)
6)Badeci Şeyh'in Sır Odası (Timur Soykan)
7) Ali Şeriati'nin tüm kitapları
8)Modern İran Tarihi (Ervand
Kitap önerisi diye milleti darlıyorum son günlerde ama sevdiğiniz kurgu dışı kitaplar ve Türk yazarların kurgu eserlerini önerebilecek var mı? Okuma listesi yapıyorum çünkü
- Birdenbire o güzelim çeşmelerin hepsinin muslukları söküldü, zamanla oraları çöplüğe dönüştü. Arkadan tramvay hadisesi. Tünelden tramvaya biniyorum, Şişli'ye gidiyorum, halama. Her yer tramvay. Bir süre sonra ya da o aralar tramvayların hepsini sökmüşler.
- Niye söktürüyorlar?
- Dolmuş hikayesi çıktı. Eski püskü Amerikan arabalarını askerler getirip satıyordu, her tarafı da dökülüyor. Kuyrukta dolmuş beklemeye başladı millet. Amerikan araba ve petrol siyasetinin başlangıcı.