"Söyle bana ey Toprak Ana, insanlar savaşsız yaşayamazlar mı?"
"Güç bir soru bu Tolgunay. Savaşlarda yeryüzünden silinen halklar oldu. Yerle bir edilen, bir toprak yığını haline gelen şehirler oldu. Bir insan izi görebilmek için kimi zaman yüzyıllarca bekledim. İnsanlar ne zaman bir savaşa başlasa 'Durun, birbirinizi öldürmeyin!' diye haykırdım. Şimdi de bağırıyorum: 'Ey insanlar, dağların, denizlerin ardında yaşayan insanlar! Neden savaşıyorsunuz? Toprak mı istiyorsunuz? İşte toprak benim. Hepinizin anasıyım ben. Ve sizler benim önümde eşitsiniz. Kavgalarınızı değil, çalışmalarınızı, dostluğunuzu istiyorum ben. Toprağa bir tane atın, ben yüz başak vereyim size. Bir çubuk dikin, bir ağaç yaratayım ondan. Sürü besleyin, yeşil çayırlar olayım göz alabildiğince. Evler kurun, ben duvar olayım onlara. Üreyin, çocuk yetiştirin, hepinizin sıcak yuvası olayım.'
Ben hepinizi kucaklayacak kadar sınırsızım. 'İnsanlar savaşmadan yaşayabilirler mi?' diyorsun Tolgunay. Bu sizlerin, insanların elinde Tolgunay, benim değil."