İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve gelişigüzel biriyle yatmaktan ibaret farzedeler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların akılları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir, halbuki insanın bir de aklı vardır ki, yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan bir takım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur.
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek (maddi ve manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci şey var mıdır? Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu...
Sayfa 49 - ykyKitabı okudu
Reklam
İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanların hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek( maddi ve manevi yardım edecek) diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever.
Berî: Salim, kurtulmuş, temiz demektir
Ebûlferec, bir eserinde şöyle bir hikaye anlatır: Yolculuğa çıkan birisi, bir köy yakınında sanatkârâne inşa edilmis güzel bir kubbe gördü. Kubbenin üzerinde bir yazı vardı; neye delâlet edildiği bilinmek istendiği takdirde köyden sorulması isteniyordu. Yolcu merak sâikasıyla köye uğradı ve birçok kimselere sordu, fakat bir bilene rastlayamadı.
Avrupa’da paran olmadı mı başsız, kolsuz, bacaksız bir insansın demektir. Bir hiç yani. Mutlaka paran olmalı. Para yemek, içmek, uyumak kadar gerekli. Ne kadar paran varsa o kadar iyi yaşarsın.
"Fakirlerin yaşam şartlarında iyileşme mutluluğun artması anlamına geliyor. Yani para masaya yemek koyabilmemiz, başımızın üstünde bir çatı olması anlamına geliyor. Fakat para köpeğinizin 1000 dolarlık, rahatlatıcı bir rengi olan, ışıkları renk değiştiren ve gevşetici sakinleştirici bir müzik çalan bulutumsu bir yatağın üstünde mutluluğa süzülmesini sağlayan Dingin Köpek Kozası'na harcandığı zaman mutluluğunuzu arttırması için satın alabileceğiniz şeyleri kesinlikle tüketmişsiniz demektir. Pek çok şeyde olduğu gibi bir şeye ne kadar çok sahip olursak o şeyden alacağımız mutluluk o kadar azalır. Pastanın ilk dilimi harikadır. Beşinci dilim o kadar da iyi değildir. Ekonomistler buna azalan marjinal fayda kanunu der. İşte bazı ülkelerin ve insanlarının zenginleşmelerine rağmen daha mutlu olamamaları bu yüzdendir. "
Reklam
540 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.